Rus Petrol Sektöründe Zorlu Dönem: Yaptırımlar ve Etkileri
ABD’nin son yıllarda Rusya’nın petrol endüstrisine uyguladığı yaptırımlar, ülkenin enerji sektöründe ciddi bir dönüşüm sürecini başlattı. Washington yönetimi, Rusya’nın büyük petrol üreticileri, ihracatçıları ve sigorta şirketlerinin yanı sıra, 183 petrol tankerini de yaptırım listesine alarak, Moskova’nın petrol gelirlerini azaltmayı hedefliyor.
“Petrol Tedarik Zincirlerinde Büyük Bozulma”
Önceden yaptırımlardan muaf tutulan Gazprom Neft ve Surgutneftegaz da ABD’nin yaptırım listesine dahil edilirken, ülkenin en büyük sigorta şirketlerinden İngosstrah ile gemicilik firmaları Sovkomflot ve Rosneftflot da yaptırımların hedefinde yer aldı. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), ABD’nin Rusya’ya yönelik son yaptırımlarının, ülkenin petrol tedarik zincirlerini önemli ölçüde bozabileceği öngörüsünde bulundu. IEA, “Yaptırımların tam etkisi daha belirgin hale gelene kadar her iki ülke için tedarik tahminlerimizi devam ettiriyoruz.” şeklinde bir açıklama yaptı.
IEA, Rusya’ya yönelik ilk yaptırımlar Mart 2022’de devreye girdiğinde, ülkenin günlük petrol ihracatının 3 milyon varil kadar azalabileceğini öngörmüştü. Ancak, o zamandan bu yana Rusya’nın petrol ihracatında kayda değer bir değişiklik yaşanmamıştı.
Yaptırımlara Uyum Sağlama Başarısı
Uzmanlar, Rus petrol sektörünün, Mart 2022’den bu yana uygulanan yaptırımlara uyum sağlama konusunda başarılı olduğunu belirtiyor. Ancak, devam eden yaptırım baskısının, üçüncü ülkelerde kaygılara yol açtığına dikkat çekiyorlar. Goldman Sachs analistleri, yüksek navlun fiyatları ve Rus petrolünde uygulanan indirim sayesinde, ülkenin petrolünün taşınmaya devam ettiğine vurgu yapıyor.
Enerji analiz şirketi Vortexa, geçmişteki yaptırımlarda olduğu gibi, navlundaki artışın, küresel tanker operatörlerinin eski tankerlerini Rusya’nın ihracatına hizmet etmek için kullanmaya yönlendirebileceğini değerlendiriyor. Ayrıca, ABD’nin 12 Mart’a kadar Rus petrolü ticaretine dair belirli işlemlerin sonlandırılmasına yönelik süre tanıması, bu tarihin ardından yaşanabilecek gelişmelere dair bir belirsizlik ortamı yaratıyor.
Asya’nın Yeni Alıcıları: Çin ve Hindistan
Ukrayna savaşının ardından, Çin ve Hindistan, Rus petrolünün en büyük alıcıları haline geldi. Batı’nın yaptırım baskısının şekillendireceği bu ticaret, Rusya’nın ihracat gelirlerinde belirleyici bir rol oynayacak. Geçen yıl Hindistan, günde yaklaşık 1,7 milyon varil Rus petrolü ithal ederken, toplam petrol ithalatında Rusya’nın payı %40 seviyelerine ulaştı. Çin ise deniz yoluyla geçen yıl günde 1 milyon varil, boru hatlarıyla da yaklaşık 1 milyon varil Rus petrolü ithal etti.
Uzmanlar, Rus petrolünü deniz yoluyla ithal eden Hindistan’ın yaptırımlardan daha fazla etkilenmesini beklerken, Çin’in bu süreçte daha avantajlı olacağını belirtiyor. Orta Doğu’daki petrol üreticilerinin, olası bir Rus petrolü açığını fiyatlarını bir miktar yükselterek kapatması bekleniyor; bu durum, navlun fiyatlarında artış ve kullanılabilir tanker sayısında da azalma ile sonuçlanabilir.
Rus Petrol İhracatında Potansiyel Toparlanma
Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, 30 Ocak’ta yaptığı açıklamada, ülkenin petrol üretiminin 2023’e göre %2,7 azalarak 516 milyon tona gerilediğini, petrol ihracatının ise 240 milyon ton seviyesinde gerçekleştiğini ifade etti. Rus merkezli InfoTEK’te yer alan bir analiz, yaklaşık 820 ila 850 tankerin Rus petrolü taşımak için kullanıldığını belirtirken, bazı tankerlerin yaptırımlar nedeniyle petrolü Çin’deki limanlarda boşaltamadığını vurguladı.
Brent petrole kıyasla Rus Ural petrolüne yapılan iskontonun artacağı öngörülürken, Çin ve Hindistan’ın yaşayacağı maddi kayıplar nedeniyle Rus petrolünden vazgeçmeyecekleri görüşü paylaşıldı. Ayrıca, uluslararası ve bağımsız bir mali ve lojistik altyapısının kurulmasına yönelik çalışmaların hızlanacağı ve yaptırımlardan kaçınmak için ulusal para birimleriyle ticaretin artacağı kaydedildi. Analiz, yaptırım sürecinin netleşmesiyle Rus petrolünün ihracatının orta vadede yeniden toparlanmasının beklendiğini belirtiyor.
“Gölge Filo” Tanımı ve Etkileri
Batılı ülkeler, Rus petrolünü taşıyan bazı gemileri “gölge filo” olarak tanımlıyor. Bu kavram, ABD’nin son yaptırım paketi ile birlikte daha fazla gündeme geldi. Yaptırımları ve diğer bazı kısıtlamaları aşmak için kullanılan tankerlere yönelik bu tanım, ABD’nin özellikle İran ve Venezuela’ya yönelik yaptırımlarının sıklaştırılmasıyla ortaya çıkmıştı. Rusya, kendisine yönelik enerji yaptırımları nedeniyle bu gölge filoyu hızla genişletirken, Batılı ülkelerin uyguladığı varil başına 60 dolarlık tavan fiyat uygulamasını da bu yöntemle aşabiliyor.
Avrupa Birliği’nin Aralık 2023 tarihli raporunda, gölge filoların, tanker sahiplerini gizleyen, bilinmeyen kişi veya kuruluşlara ait olan ve çeşitli yöntemlerle onaylanmış petrol satışına dahil olan eski gemileri içerdiği ifade ediliyor. Gemi tanımlama sisteminin bağlantısının kesilmesi gibi yöntemler, tankerlerin güzergahlarının da gizlenebilmesine olanak tanıyor. Batılı ülkeler, kendi topraklarında bulunan şirketlerin Rus petrolü taşıyan gemileri sigortalamasını yasaklarken, bu durum, Rus ve diğer bölgelerdeki sigorta şirketlerinin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.
Rus yetkililer, dünyanın sadece Batılı ülkelerden ibaret olmadığını vurgulayarak, gölge filo olarak tanımlanan gemilerin diğer tankerlerden bir farkı olmadığını ifade ediyor.