Asgari Ücret Artışları ve İşgücü Dinamikleri
Asgari ücret artışlarının genel ücret zamlarına temel oluşturduğu ülkede, özellikle tekstil gibi fabrikalarda maliyet artışları ve sipariş azlığı nedeniyle işgücü kayıpları yaşanıyor. Ancak, beyaz yakalı çalışanların bulunduğu sektörlerde esnek çalışma saatlerine olan ilgi giderek artmaktadır. Talent Trends 2024 raporuna göre, şirketler çalışanların ofise dönmelerini talep etseler de, esnek çalışma beklentileri geçen yıla göre daha yüksek bir ivme kazanmıştır.
Özellikle Türkiye’de yapılan anketlerde, 694 çalışandan %27’si kendi refahlarını önceliklendirmek için terfi fırsatlarını göz ardı edeceğini belirtmiştir. Yine %49’u, bir işe girmeye karar verirken esnekliğin önemli bir kriter olduğunu ifade etmiş ve bu konuyu en önemli faktörler arasında sıralamıştır. Anket katılımcılarının %35’i ise hali hazırda hibrit çalışma modelini tercih ettiklerini ve bu düzenlemeden memnun kaldıklarını belirtmiştir.
2024 Asgari Ücret Açıklaması
2024 yılı için asgari ücret 17 bin 2 lira olarak belirlenmiştir. Milyonların merakla beklediği bu rakam, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ise kendi taleplerinin 18 bin TL olduğunu açıklamıştır. Işıkhan, 2024 için net asgari ücretin %49 artışla 17 bin 2 TL olduğunu bildirmiştir. Brüt asgari ücret 20 bin 2 TL olarak belirlenirken, işverene maliyetin 23 bin 502 TL olduğu kaydedilmiştir. SGK primi işçi payı 2 bin 800 TL, işveren payı ise 3 bin 100 TL olarak gerçekleşmiştir. İşveren desteği ise 700 TL olarak açıklanmıştır.
Kamu İşçisi Talepleri
Türkiye’de taşeron işçilerin kamuda kadroya alınmasının ardından kamu işçisi sayısı yaklaşık bir milyon kişiye ulaşmıştır. 2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü çerçevesinde imzalanan toplu iş sözleşmelerindeki yürürlük sürelerinin farklı aylarda başlaması ve enflasyondan kaynaklanan ücret zamlarındaki farklılıklar nedeniyle, Türk-İş yönetimi hükümetten Ocak ayı başlangıçlı toplu iş sözleşmelerindeki %24,73’lük zammın diğer sözleşmelere de uygulanmasını talep etmiştir.
20 Ocak 2024 tarihinde bir törenle Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Ek Çerçeve Anlaşması Protokolü imzalanmıştır. Bu protokol, kamu işçilerinde eşitliği sağlamak amacıyla enflasyon ve ücret zammının toplamından oluşan oranın %32,57 olarak uygulanmasını içermektedir. Böylece, Ocak 2024’te yapılan artıştan, toplu sözleşme süreleri henüz gelmeyen kamu işçileri de yararlanabilecektir. Bir sonraki toplu sözleşme döneminde, yürürlük tarihleri farklı olan sözleşmelerin tarihleri 1 Ocak 2025’te başlatılmasına karar verilmiştir.
Memur ve Emekli Zam Oranları
Memur ve memur emeklilerinin alacağı zam oranı %49,3 olarak belirlenmiştir. Önceki yıl Temmuz ayında %6’lık sözleşme zammı alan memurlar, bu oranı aşan enflasyon farkı ile birlikte toplamda %49,2 oranında zam almışlardır. SSK ve Bağ-Kur emeklileri için ise durum biraz farklıdır; bu emekliler 6 ayda bir oluşan enflasyon oranı kadar zamma hak kazanmaktadır. Yılın ikinci yarısı için %37,56 zam imkanı doğmuşken, yapılan düzenleme ile bu emeklilere de Ocak 2024’te %49,25 zam yapılmıştır.
Emekli Aylıkları ve İşçi Grevi
Milyonlarca emekli, memur ve memur emeklisinin alacağı zam, Haziran ayı enflasyon verileri ile netleşmiştir. Açıklanan verilere göre, işçi emeklisinin zam oranı %24,73 olarak hesaplanmıştır. Memur ve memur emeklileri de %19,30 zam almaya hak kazanmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre altı aylık enflasyon %24,73 olarak gerçekleşmiştir. Yılbaşında 10 bin TL’ye yükseltilen en düşük emekli aylığı, bu zammın ardından 12 bin 500 TL’ye çıkarılmıştır. Böylece, eksik gün ve düşük primle emekli olan milyonlarca kişi, daha yüksek prim gün sayısına sahip olanlarla benzer maaşları almaya başlamıştır.
Öte yandan, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın yedi fabrikada 1.600 işçi ile başlattığı grev, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla yasaklanmıştır. Dördü MESS (Metal Sanayicileri Sendikası) üyesi olan ve trafo sektöründe faaliyet gösteren bu beş işletmedeki grevler, “milli güvenlik” gerekçesiyle 60 gün süreyle ertelenmiştir. Eğer taraflar arasında bu süreçte bir anlaşma sağlanamazsa, grev Yüksek Hakem Kurulu’na intikal edecektir, dolayısıyla ertelenen grevler aslında yasaklanmış olmaktadır. Bu durum, 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde yaşanan benzer grev ertelemeleri ile karşılaştırıldığında, işçi hareketliliği açısından önemli bir endişe kaynağıdır.