Yeni Yılın Asgari Ücreti ve Ekonomik Gerçekler
2025 yılı için asgari ücret oranı, geçtiğimiz günlerde yapılan açıklama ile birlikte %30 zamlanarak 17 bin liradan 22 bin 104 liraya yükseltildi. Ancak, bu zammın yıllık enflasyon oranının dahi altında kalması, iş dünyası ve ekonomik çevreler tarafından eleştirilere yol açtı. Pek çok ekonomist, belirlenen yeni asgari ücretin, yılın ilk aylarında açlık sınırının altında kalacağını öngörüyor.
Açlık ve Yoksulluk Sınırları
Kamuoyunun yakından takip ettiği Türk-İş’in son araştırmalarına göre, şu an itibarıyla açlık sınırı 21 bin lirayı aşmış durumda. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 68 bin 675 lira olarak belirlenmiş. Ayrıca, bekar bir çalışanın aylık maliyetinin 27 bin 364 TL’ye yükseldiği belirtiliyor.
Asgari Ücret Zammı ve Sınırlar
İktisatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hakan Kara, sosyal medya üzerinden paylaştığı çalışmasında yeni asgari ücretin açlık sınırının altında kalma zamanını tahmin etti. Kara, eğer bu yıl açlık sınırında her ay %2’lik bir artış yaşanırsa, asgari ücretin Mart ayından itibaren açlık sınırının altında kalacağını açıkladı. Bu durum, asgari ücretle çalışan bir kişinin ailesini geçindirmesi gerektiğinde, yılın dokuz ayında açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalacağı anlamına geliyor.
Bir Asgari Ücret Yetmiyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesinde çalışan İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yaptığı araştırmaya göre, İstanbul’da aylık yaşam maliyeti 75 bin 717 liraya ulaşmış durumda. Bu rakam, 2024 yılı için yaklaşık 4,5 asgari ücrete denk geliyordu. Ancak yeni yıl zammıyla birlikte bu maliyet, 3,5 asgari ücrete denk gelmeye başladı.
Ekonomik durumun bu şekilde seyretmesi, birçok çalışan için geçim sıkıntısını daha da artırıyor. Yeni asgari ücretin, temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalması, toplumda ciddi bir endişe yaratıyor.