1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Oxfam uyardı: Savaş sonrası felaket yakın!

Oxfam uyardı: Savaş sonrası felaket yakın!

Oxfam uyardı: Savaş sonrası felaket yakın!
Oxfam uyardı: Savaş sonrası felaket yakın!
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Oxfam’ın bugün yayınladığı yeni bir rapora göre, 2022’de dünyadaki aşırı yoksul sayısı 263 milyon kişi artabilir.

Bugün yayımlanan “Önce kriz, sonra felaket” başlıklı raporda, pandemi, artan küresel eşitsizlik ve Ukrayna’daki savaş sonrasında gıda fiyatlarında yaşanan şok artışlar nedeniyle aşırı yoksulluğun hızla artacağı uyarısı yapıldı.

Dünya Bankası projeksiyonuna göre, pandemi ve artan küresel eşitsizlik kaynaklı olarak 2022’de 198 milyon kişi daha aşırı yoksulluğa sürüklenecek. Oxfam’a göre, hızla artan gıda fiyatları bu rakamı 65 milyon kişi artırabilir ve toplamda 263 milyon kişi 2022’de aşırı yoksullar arasına katılabilir.

Böylece dünya genelinde aşırı yoksul sayısı 860 milyona yükselebilir.

Almanya’nın 83 milyon, Fransa’nın 67 milyon, Britanya’nın 67 milyon, İspanya’nın 47 milyon nüfusa sahip olduğunu hatırlatan Oxfam, 2022’de aşırı yoksulluğa düşebilecek kişi sayısı olan 263 milyonun, bu dört ülkenin toplam nüfusuna denk olduğunu vurguladı.

Dünya Bankası, günlük 1,90 doların altında gelire sahip kişileri aşırı yoksul olarak tanımlıyor. Günlük 5,50 doların altında gelire sahip olanlar ise yoksul kabul ediliyor.

‘YAKIN TARİHTEKİ EN DERİN ÇÖKÜŞ’

Dünya Bankası ve IMF’nin bahar toplantıları öncesinde yayımlanan rapor hakkındaki açıklamasında Oxfam İcra Direktörü Gabriela Bucher, “Hemen radikal adımlar atılmazsa, insanlığın aşırı yoksulluğa yakın tarihteki en derin çöküşüne tanık olabiliriz” dedi.

Bucher, “Trilyonlarca doların, bu gidişatı bozmak istemeyen küçük bir grup güçlü adam tarafından ele geçirilmiş olması, bu korkunç ihtimali daha da mide bulandırıcı hale getiriyor” ifadelerini kullandı.

Oxfam tarafından yapılan açıklamada, yemek, ısınma ya da hastane faturaları arasında seçim yapmak zorunda kalan birçok insanın yaşam maliyetlerindeki keskin artışlarla başa çıkma mücadelesi verdiği, Doğu Afrika, Sahel (Sahra çölünün güney bölümündeki yarı kurak bölge), Yemen ve Suriye’de halihazırda şiddetli açlık ve yoksulluk içinde yaşayan milyonlarca insanın kitlesel olarak açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı.

Raporda, birçok ülkenin borç temerrüdüne yaklaştığına ve alacaklılara ödeme yapmak ve gıda ile yakıt ithal etmek için kamu harcamalarını kısmaya zorlandığına dikkat çekildi.

Dünyanın en yoksul ülkelerinin bu yıl 43 milyar dolarlık borç geri ödemesi yapmak zorunda olduğuna işaret eden Oxfam, bu rakamın gıda ithalat maliyetini karşılayabileceğini vurguladı.

Küresel gıda fiyatlarının tüm zamanların zirvesine yükseldiğini hatırlatan Oxfam, petrol ve doğalgaz devlerinin rekor kârlar açıkladığını, gıda ve içecek sektöründe de benzer bir durum beklendiğini aktardı.

Gıda fiyatlarındaki artışın yoksul kesimleri daha sert şekilde etkilediğine işaret edilen raporda, zengin ülkelerde tüketici harcamalarının yüzde 17’sinin gıdaya gittiği ancak bu oranın Sahra Altı Afrika’da yüzde 40 olduğu ifade edildi.

Zengin ülkelerde de enflasyonun yoksullar ile zenginler arasındaki eşitsizliği hızla artırdığına işaret eden Oxfam, ABD’den en yoksul yüzde 20’lik kesimdeki ailelerin gelirlerinin yüzde 27’sini gıdaya harcadığını ancak bu oranın en zengin yüzde 20’lik kesimdeki ailelerde sadece yüzde 7 olduğunu belirtti.

Dünya genelinde işçilerin çoğunluğu için reel ücretlerin ya hiç artmadığına ya da azaldığına işaret eden Oxfam, pandeminin, var olan cinsiyet eşitsizliklerini daha da arttırdığını, kadınlarda istihdam kaybının erkeklere oranla daha fazla olduğunu, 2021’de dünya genelinde kadın istihdamının 2019’a kıyasla 13 milyon daha az olduğunu, erkek istihdamının ise 2019 seviyelerine döndüğünü aktardı.

Pandeminin tüm ülkeleri olumsuz etkilediğini ancak gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya olduğu ekonomik zorlukların daha büyük olduğunu aktaran Oxfam, önce aşılara adil erişim reddedildiğini, şimdi de gelişmekte olan ülkelerin kemer sıkma tedbirlerine zorlandığını kaydetti.

COVID-19 maliyetlerinin artmasına ve milyarderlerin servetinin COVID-19’dan bu yana önceki 14 yılın toplamından daha fazla artmasına rağmen, birkaç istisna dışında hükümetlerin en zenginlerin vergilerini artırmayı başaramadığına dikkat çeken Oxfam, milyonerler ile milyarderlere yıllık yüzde 2 ile yüzde 5 arasında uygulanacak bir servet vergisiyle yılda 2,52 trilyon dolar toplanabileceğini, bu rakamın 2,3 milyar insanın yoksulluktan kurtarılması, dünya için yeterli aşı üretilmesi, düşük ve orta düşük gelirli ülkelerdeki herkese evrensel sağlık hizmeti ve sosyal koruma sağlanması için yeterli olduğunu savundu.

“Hükümetlerin, tüm insanları yoksulluk ve açlıktan kurtaracak, onların sağlık ve refahını sağlayacak paraya veya araçlara sahip olmadığı fikrini reddediyoruz. Sadece ekonomik hayal gücü ve siyasi iradenin yokluğunu görüyoruz” diyen Bucher, yoksul ülkelerin borçlarının iptalini ve bu ülkelere yardımın artırılmasını istedi:

“Birden fazla küresel kriz tarafından ortaya çıkarılan ve derinleştirilen böylesine insani ıstırap ve eşitsizlik karşısında, bu irade eksikliği affedilemez ve bunu reddediyoruz. G20, Dünya Bankası ve IMF derhal yoksul ülkelerin borçlarını iptal etmeli ve yoksul ülkelere yapılan yardımları artırmalı, sıradan insanları önlenebilir bir felaketten korumak için birlikte hareket etmelidir. Dünya izliyor.”

ACİL EYLEM ÇAĞRISI

Oxfam, son 25 yılda yoksullukla mücadelede kaydedilen ilerlemeyi baltalamakla tehdit eden aşırı eşitsizlik kriziyle mücadele için acil eylem çağrısında bulunan Oxfam, şu adımların atılmasını talep etti:

* Pandemi sonrası adil ve sürdürülebilir toparlanma için bir defalık ve kalıcı servet vergileri getirin. Arjantin bir defalık özel vergiyle pandemi sonrası toparlanma harcamaları için 2,4 milyar dolar topladı.

* Tüm sektörlerdeki büyük şirketlerin aşırı kârlarına vergi getirerek kriz vurgunculuğuna son verin. Böylesi bir vergi ile çok kârlı 32 uluslararası şirketten, 2020 bilançolarına göre, toplamda 104 milyar dolar toplanabilir.

* Acil yardıma ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkelerin tüm borç ödemelerini iptal edin. Bu sayede sadece 2022 yılında borç sorunu yaşayan 33 ülkede 30 milyar dolarlık kaynak serbest kalabilir.

* Daha fakir ülkelerdeki diğer krizler için ayrılmış yardım fonlarını kaydırmak yerine, Ukrayna’ya ve mültecilere ev sahipliği yapan ülkelere yardım için yeni fonlar oluşturun.

* Ülkelere yeni borç yüklemeden veya kemer sıkma önlemleri uygulamadan, Özel Çekme Haklarına (SDR) en az 100 milyar doları yeniden tahsis edin. G20, 100 milyar dolarlık SDR sağlama sözü verdi ancak bugüne kadar yalnızca 36 milyar dolar taahhüt edildi. Yeni bir SDR ihracı da ülkelerin IMF’deki kota paylarından ziyade ihtiyaçlara göre düşünülmeli ve dağıtılmalı.

* İnsanları artan gıda fiyatlarından korumak için harekete geçin ve en yoksul ülkelerin kendi nüfusları için temel gelir güvencesi sağlamalarına yardımcı olmak için Küresel Sosyal Koruma Fonu oluşturun ve bu hizmetleri şiddetli kriz zamanlarında sürdürün.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir