1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Trump’ın Yeni Dönem Ticaret Politikaları ve Küresel Etkileri

Trump’ın Yeni Dönem Ticaret Politikaları ve Küresel Etkileri

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Donald Trump, yarın yeniden başkanlık koltuğuna oturduğunda, dünyanın en büyük ekonomisinin yöneticisi olarak ticaret alanında sert bir tutum sergilemesi bekleniyor. Seçim kampanyasında ekonomi politikalarını ön plana çıkaran Trump, “Önce Amerika” anlayışıyla korumacı politikalar uygulamayı planlıyor. Bu durumun, ABD’nin ekonomi politikalarında değişiklikler yapmasıyla birlikte küresel etkileri olabileceği düşünülüyor. Özellikle transatlantik ilişkilerde sorunlar yaşanabileceği öngörülüyor.

Trump’ın ilk döneminde, 2017-2021 yılları arasında, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri gergin hale getiren birçok olay yaşandı. Korumacı ticaret politikaları, Avrupa ülkelerine ilave çelik ve alüminyum gümrük vergileri uygulanması, Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme gibi adımlar, AB’yi öngörülemez bir müttefik haline getirmişti. Bu ilişkiler, Joe Biden döneminde biraz toparlansa da, yeni Trump döneminde yeniden gerileme yaşanması muhtemel.

200 Milyar Doları Aşan Ticaret Açığı

Yeni Trump döneminde, ABD ile Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilerin zayıflaması kaçınılmaz gibi görünüyor. AB ve ABD, en büyük ikili ticaret ve yatırım ilişkilerine sahip olsalar da, ekonomik yapı açısından oldukça bütünleşmiş durumdalar. Taraflar arasında toplam mal ve hizmet ticareti yıllık 1,3 trilyon doları buluyor. ABD, açık ara AB’nin en büyük ticaret ortağı olmayı sürdürüyor.

  • AB, 2023’te ABD’ye 576,3 milyar dolar ihracat yaptı.
  • ABD, AB’den 367,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi.
  • ABD’nin AB ile ticaret açığı 208,7 milyar dolara ulaştı.

2024’te ise ABD’nin AB ile ticaret açığının daha da genişlemesi bekleniyor. Ocak-Kasım 2024 döneminde ABD, AB’den 555,6 milyar dolarlık ithalat yaparken, AB’ye 342 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyor. Bu durumda, ABD’nin AB ile ticaret açığı 213,7 milyar dolara çıkıyor. Ayrıca, hizmet ticareti de oldukça yüksek seviyelerde devam etmekte. Ancak, hizmet ticareti de dahil edildiğinde Avrupa’nın ABD’ye ticaret fazlası vermesi dikkat çekiyor. Trump’ın bu durumu özellikle rahatsız edici bulduğu biliniyor.

Artan LNG İhtiyacı

Trump, Avrupa’ya sert bir uyarıda bulunarak, Avrupa’nın ABD’den daha fazla enerji ürünü satın almasını talep etti. Bu tehdit, Brüksel’de yankı buldu ve AB yetkilileri, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikinde ABD’nin rolünün artabileceğini belirtti. Avrupa, özellikle Rus gazının Ukrayna üzerinden sevkiyatının durmasıyla birlikte bu alanda yeni adımlar atmak zorunda kalacak.

Enerji bağımlılığı yüksek olan Avrupa, ABD dışında fazla bir alternatif bulamıyor. ABD, Avrupa’nın en büyük petrol ve LNG tedarikçisi konumunda. Bu nedenle, AB, Trump ile ilişkilerini geliştirmek amacıyla ABD’den daha fazla LNG almayı planlıyor. Avrupa’nın enerji ürünleri ithalatındaki artış, ABD ile ticaret açığını bir miktar azaltabilir ve bu durumun Trump’ı sakinleştirmesi bekleniyor.

Teknoloji Sektöründeki Gerginlikler

Trump, AB’nin Apple, Meta, Google ve X gibi Amerikan teknoloji şirketlerine uyguladığı cezalarla da rahatsızlık duymaktadır. AB’nin teknoloji firmalarına yönelik rekabet soruşturmaları, Trump tarafından sıkça eleştirilmektedir. Özellikle Apple’a kesilen 13 milyar avroluk ceza, Trump’ın seçim söylemlerinde örnek gösterdiği bir konudur. Bu nedenle, yeni dönemde AB’nin ABD firmalarına ceza kesmesi halinde Trump’ın öfkesiyle karşılaşma riski oldukça yüksek.

Grönland Gerilimi

Ticaret politikaları, enerji ve teknoloji şirketlerine yönelik yaklaşımın yanı sıra, Avrupa-ABD ilişkisini etkileyebilecek bir diğer konu da Grönland adasıdır. Trump, Grönland’ın ABD’nin kontrolüne geçmesini istemekte ve bunun “ulusal güvenlik” açısından gerekli olduğunu savunmaktadır. Grönland, halihazırda Danimarka’ya bağlı bir özerk bölge konumundadır. Adanın maden ve mineral zenginlikleri, Trump’ı çekmektedir ve bu durum, Avrupa ile ilişkilerine zarar verebilir.

İngiltere’deki Kırılganlık

Donald Trump’ın olası gümrük vergileri, İngiltere ekonomisi için de ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. İngiltere’nin uluslararası ticaret ve yatırımlara bağımlılığı yüksek olduğundan, yeni tarifelerin getireceği yükten önemli ölçüde etkilenme riski bulunmaktadır. İngiltere Ticaret Bakanı Jonathan Reynolds, ABD ile diğer ülkeler arasındaki gümrük vergisi savaşının yüksek enflasyon ve işsizlik yaratabileceğinden endişe ettiğini dile getirmiştir.

Sonuç olarak, Trump’ın gümrük vergileri, Brexit sonrası İngiltere’nin ticaret politikalarını da büyük ölçüde etkileyecek bir zorluk olarak öne çıkmaktadır. İngiltere’nin ABD ile ilişkileri güçlendirme ya da AB ile entegrasyonu derinleştirme kararı, küresel ekonomik belirsizlikler içinde yön bulma becerisini ciddi şekilde etkileyecektir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir