Türkiye Ekonomisinde Kriz Değerlendirmeleri

turkiye-ekonomisinde-kriz-degerlendirmeleri-E9y4G2JI.png

Türkiye Ekonomisine Dair Değerlendirmeler

Türkiye ekonomisine yönelik görüşler sadece ekonomi uzmanları tarafından değil, toplumun her kesimi tarafından dikkatle izleniyor. Bu bağlamda, iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, kendi adını taşıyan internet sitesinde ‘Kriz ve Türkiye’ başlıklı bir yazı yayımladı. Eğilmez, ekonomik krizin genel tanımını yaparak yazısına başladı ve kendi kriz tanımına da yer verdi.

Ekonomik krizi, genel olarak mal, hizmet, üretim ve döviz fiyatları üzerinde kabul edilebilir düzeylerin ötesinde yaşanan şiddetli dalgalanmalar olarak tanımlayan Eğilmez, kendi tanımını ise şu şekilde açıkladı:

  • * Ekonomik kriz; büyüme, işsizlik, enflasyon, faiz oranları, bütçe açığı, cari açık ve yerli paranın dış değerinin yanı sıra, geleceğe yönelik beklentilerin bozulması ve bu bozulmanın belirli bir süre devam etmesi halidir.

Ekonomik Kriz Nasıl Oluyor?

Dr. Eğilmez, bir ekonominin kriz durumuna girip girmediğini anlamak için hangi göstergelere bakılması gerektiği konusunda da açıklamalarda bulundu. Bu noktada, genellikle iki temel gösterge öne çıkıyor: büyüme ve enflasyon. Eğilmez, bu oranların ülkeden ülkeye farklı değerlendirildiğini belirtti. Örneğin, Türkiye için yüzde 5 büyüme ideal kabul edilirken, bu oranın ABD veya Almanya için oldukça yüksek bir rakam olduğunu ifade etti. Ayrıca, çift haneli enflasyonun Türkiye’de kriz olarak nitelendirilmediğini, ancak ABD veya Avrupa için tehlikeli bir durum olduğunu vurguladı.

Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin son yirmi yılındaki enflasyon ve büyüme oranlarını gösteren grafiği TÜİK verileri üzerinden hazırladı. Bu grafik, Türkiye’nin ekonomik gidişatına ışık tutuyor.

Bizde Kriz Denmesi İçin…

Yazısının devamında, Türkiye’nin 2004 ile 2024 yılları arasında enflasyon ve büyüme oranlarının gelişimine değinen Mahfi Eğilmez, şu değerlendirmelerde bulundu:

  • * Grafiğe göre, 2004 ile 2017 yılları arasında Türkiye, dünya genelinde yüksek, kendi algılamalarına göre ise normal enflasyonla büyüme süreci geçirdi (I numaralı bölge). 2008 yılında küresel krizin etkisiyle stagflasyona (durgunluk ile enflasyonun bir arada olduğu durum) giren ekonomi (A), ertesi yıl slumpflasyona (yüksek enflasyon ile birlikte küçülme) girmiştir (B).
  • * 2018 yılından itibaren başkanlık sistemine geçen Türkiye, 2019 yılında yeniden stagflasyon deneyimlemiştir (B). Bu dönemde 2021 yılında enflasyon yükselmesine rağmen önce faizler düşürülmüş, enflasyon %80’lere kadar tırmanmış, ardından 2023 yılı ortasından itibaren faiz artırılınca enflasyon düşmeye başlamıştır.
  • * Kasım ayı itibarıyla 12 aylık enflasyon %47,09 olarak kaydedilmiştir. Bu orandaki enflasyon, gelişmiş ekonomiler açısından kriz durumu olarak kabul edilmektedir. Ancak Türkiye’de bu durum kriz olarak görülmemektedir. Bizde kriz olarak kabul edilen durum, büyümenin küçülmeye dönüşmesidir. Çünkü bu durumda işten çıkarmalar başlar ve işsizlik oranı artar.
Exit mobile version