Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve Hatay başta olmak üzere çevre 10 ilde de yıkıma sebep olan 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem felaketinin üzerinden geçen iki haftalık süre içerisinde 40 binin üzerinde can kaybı, yüz binin üzerinde yaralı ve on binlerle ifade edilen hasarlı bina mevcut.
Ancak afet bölgelerinde dikkat çeken önemli hususlardan biri, birçok yeni binanın depreme karşı dayanaksız olduğu gerçeği iken diğer taraftan da TOKİ konutlarının hiçbir hasar almadan faciadan kurtulmuş olması.
Afet alanını kapsayan 11 ilde on binlerce bina yaşanan deprem sebebiyle tahrip olmuşken akıllara “yeni binalar yıkılırken TOKİ konutlarının nasıl sapasağlam kaldığı” sorusunu getiriyor. Bir dönem TOKİ Başkanlığı görevini de yürüten eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Sn. Erdoğan Bayraktar, “2004 yılından beri uygulamaya koymaya çalıştığım ve daha önceki kitaplarımda da detaylı şekilde anlattığım bu düşünceyi hem TOKİ Başkanlığımda hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığım sırasında uygulamaya çalıştım. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kurulması ve çalışmalarıyla, şehirlerde ve şehircilikte motivasyon arttı, büyük bir beklenti oluştu. Biz de büyük bir kentsel dönüşüm seferberliği başlattık” diyerek ifade ediyor.
Deprem felaketi sonrasında kentsel dönüşüme de dikkat çeken Bayraktar, “Bu kapsamda çıkarılan ve ülkemiz kentleşme ve kentsel dönüşüm tarihi açısından bakıldığında “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” ile afet riskli alanların dönüşümü, mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, yenileme alanlarında yapılan kentsel tasarımlarla altyapı ile ulaşım sistemlerinin ve sosyal donatıların geliştirilmesi, yeni yapıların yalıtımı tam, enerji tasarrufu sağlayan, yenilenebilir enerjileri kullanan ve çevre dostu yapılar olmasının sağlanması, yerel malzemelerin kullanımının yaygınlaştırılması sonucu üretim sektörünün hareketlendirilerek, yeni iş olanaklarının oluşturulması ve afete duyarlı yerleşmeler elde edilmesi hedeflenmiştir” diyerek ekliyor.
Programlanan kentsel dönüşümün ana ekseninin, riskli binaların dönüştürülmesi üzerine olduğunu ve insan canını korumaya yönelik geliştirildiğinin söyleyen Bayraktar, “kentsel dönüşüm; sadece eskiyen evleri, kaçak evleri, salaş evleri, afet riski taşıyan evleri yenilemek değildir. Aynı zamanda; gelişen, değişen dünyanın gerektirdiği konfora sahip evleri üretmektir. İnsanımızın hayat kalitesini arttırmaya yönelik bir projedir. Kentsel dönüşümün ana hedefi tüm Türkiye’yi salaş yapılardan, kaçak yapılardan, afet riski taşıyan binalardan kurtarmaktır” ifadesiyle kentsel dönüşüm ve depreme dair önemini belirtirken, Bugün ayakta duran evlerin dönemin TOKİ denetim mekanizmasının birer ürünü olduğunun da altını çiziyor.