İbrahim Öztop’tan Önemli Açıklamalar
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, gündemdeki gelişmelere dair AA muhabirlerinin sorularını içtenlikle yanıtladı. Öztop, faiz indirimlerinin bankacılık sektörüne beklenmedik olumlu etkileri olduğunu vurguladı.
“ABD’de Faiz Süreci Aynen Devam Edecektir”
ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinin, Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararları üzerindeki etkisini ve küresel piyasalarda yaratabileceği değişimleri değerlendiren Öztop, “Amerika’daki faiz süreci aynen devam edecektir. Orada büyük değişiklikler beklemiyorum. Ticaret konusunda Trump’ın alacağı duruş, geçmişten bu yana bilinen bir gerçekti. Korumalı ticaret anlayışının ekonomiye yansımalarını gözlemleyeceğiz.” dedi.
Dünya genelindeki merkez bankalarının, özellikle Fed’in faiz kararlarında bir iniş trendine girdiğini belirten Öztop, bu durumun normal bir bekleyiş olduğunu ve bu beklentinin sürmekte olduğunu dile getirdi.
“Faiz Marjının Daha da İyileşeceğini Düşünüyorum”
Öztop, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) yaklaşık iki yıl aradan sonra politika faizini 250 baz puan düşürerek yüzde 47,50’ye çekmesini şu şekilde değerlendirdi: “Bu kararın sonuçlarını görmek önemli. Faiz indirimi, bankacılık sektörüne beklenmedik bir olumlu yansıma sağlıyor. Bu alanda faiz marjının daha da iyileşeceğine ve büyümenin enflasyon hedefleriyle uyumlu olacağına inanıyorum. Aktiflerde yaklaşık yüzde 30 oranında bir büyüme bekliyorum. Kredilerde de benzer bir büyüme trendi görülebilir. Bu yıl Eurobond piyasasında rekor kırdık; bu durum, bize önemli ölçüde orta ve uzun vadeli fonlama imkanı sağlamış durumda. Bu açıdan olumlu bir seyir öngörüyorum. Makro ekonomik politikaların sağladığı çıktılar da olumlu bir seyir izliyor.”
İstihdamın kendileri için en önemli hedeflerden biri olduğunu vurgulayan Öztop, “Banka olarak, yeni yatırımları finanse etmeye odaklanıyoruz. Çünkü satın alma finansmanı yapmıyoruz. Ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunacak yeni yatırımları desteklemek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Tercihimizin Yabancı Yatırımcı Olması Gerek”
Borsa İstanbul’da bu yılki halka arzların önceki yıllara nazaran azalmasına değinen Öztop, “Bu durum, dünya genelindeki piyasalarda da benzer şekilde gözlemleniyor. Yabancı yatırımcıyı borsaya henüz tam olarak çekebilmiş değiliz. Ancak Eurobond piyasasında önemli bir ilgi var ve yabancı yatırımcıların bu alandaki ilgisinin artmasını umut ediyoruz. 2025’ten itibaren büyük halka arzlarla birlikte yabancı yatırımcıları çekebileceğimize inanıyorum. Özelleştirmeler gerçekleşirse, yabancı yatırımcılar bu fırsatlara da ilgi gösterebilir.” dedi.
İstanbul Borsası’nın, yabancı yatırımcılar olmadığında bile kendini kanıtlamış bir kurum olduğunu belirten Öztop, “Gerek teknolojik altyapısı, gerek insan kaynağı, gerekse düzenlemeleri ile kendi yağımızla kavrulabiliyoruz. Ancak tercihimiz, mutlaka yabancı yatırımcı olmalıdır. Çünkü bu yatırımcılar daha uzun vadeli ve daha rasyonel bir yaklaşım sergiliyor. Sermaye piyasamızın derinleşmesi için bu tür yatırımcıların daha fazla gelmesini istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Yeşil Dönüşümü Sorumluluk Olarak Görüyoruz”
Öztop, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefine ulaşması doğrultusunda bankaları bu alana yönlendirdiklerini belirtti. “Yenilenebilir enerji konusunda bankaların iştahının yüksek olacağını düşünüyorum.” diyen Öztop, bu sürecin yalnızca kalkınma bankalarıyla değil, tüm sektörün proaktif yaklaşımlarıyla mümkün olabileceğini vurguladı.
Yeşil dönüşümü kendilerine bir sorumluluk olarak gördüklerini ifade eden Öztop, “Çevreye duyarlı gelecek nesillere iyi bir dünya bırakmak bizim görevimiz. Bu konuda öncü olmak durumundayız ve olmaya devam edeceğiz. Bu hedefe yalnızca kendi imkanlarımızla değil, ulaşamadığımız noktalarda diğer paydaşlarla iş birliği yaparak ulaşmayı hedefliyoruz.” yorumunu yaptı.
“Sürdürülebilir Finansmanı Önemsiyoruz”
KOBİ’lere diğer finansal kuruluşlar aracılığıyla da ulaştıklarını belirten Öztop, “Bankalara ve finansal kiralama şirketlerine sağladığımız finansman ile bu yatırımları destekliyoruz.” dedi. Sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilir finansmanı ve çevreye duyarlı finansmanı önemsiyoruz. Bu alandaki bağımsız derecelendirme kuruluşları ve uluslararası kalkınma kuruluşları da bu konuyu dikkate alıyor. İklim değişikliği bizim için kritik bir konu ve devletimizin bu konudaki her tür inisiyatifinde kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bugün, 17 sürdürülebilir kalkınma aracının 15’ine doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulunmuş durumdayız. Kredi portföyümüzün yüzde 93’ü sürdürülebilirlik temalı kredilerden oluşuyor. Yine aldığımız kredilerin yaklaşık yüzde 58’i yeşil temalı. Dolayısıyla bu, bizim için oldukça kritik bir öneme sahip.”