Kastamonu’da Tarih Fışkırıyor!
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle, Kastamonu Müze Müdürü Erol Kale’nin önderliğinde, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Prof. Dr. Anar Azizsoy’un danışmanlığında heyecan verici bir kazı çalışması başladı. Ekim ayında start alan bu kazı, adeta tarihin kapılarını aralayacak gibi görünüyor!
Geçen yıl Kastamonu’da gerçekleştirdikleri Türk-İslam dönemi yüzey araştırmaları sırasında Kasaba köyündeki hamamı keşfeden Azizsoy, bu yıl UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş olan Mahmut Bey Camisi’nin hemen yanındaki Cami Hamamı’nda kazı çalışmalarına başladıklarını belirtti. Azizsoy, “Müze kurtarma kazısı olarak 31 Ekim’de kazıya başladık. Mahmutbey Camisi, 1366 yılında Candaroğulları’ndan Mahmutbey tarafından inşa edildi. Caminin kitabesi kısa ama öz; Arapça yazılmış ve hicri tarihi 798 yılına işaret ediyor. Yani, bu cami, Adilbey oğlu büyük emir Mahmutbey tarafından yaptırılmış!” diye ekledi.
Hemen hemen her Türk kültürü geleneğinde olduğu gibi, cami yapımıyla beraber hamam inşasının da gerçekleştiğine vurgu yapan Azizsoy, “Hamamın camiye mesafesi tam 52 metre! Ama sadece hamam değil, burada gerçekten de Türk yerleşim dokusunu kanıtlayan pek çok yapı var. Hamamın yanı sıra, Mahmutbey Camisi’nin biraz aşağısında Saray Camisi ve çifte hamam da bulunuyor. Bu bölge, yoğun bir Türk kimliğinin ve kültürünün somut belgelerini sunan yapılarla dolu!” dedi.
Tarih boyunca Mahmutbey’in hanedanının varlığına da dikkat çeken Azizsoy, “Burada sadece hamam değil, başka yapı toplulukları da ortaya çıkarılacak. Türklerde geleneksel olarak bir külliye oluşturma ihtimali oldukça yüksek. Elbette kazı ve araştırmalar devam ettikçe her şey daha netleşecek. Ancak bu durum, turistik açıdan buranın gelişimine de büyük katkı sağlayacak!” diye belirtti.
Ayrıca, çalışmaları genişletme planları olduğuna da değinen Azizsoy, “İlk etapta yaptığımız kazı çalışması, sonrasında restorasyonla devam edecek. İkinci planda ise, yakındaki çifte hamamda kazı yapmayı hedefliyoruz. Hamamlar, literatürde birçok farklı isimle anılıyor; bu da oldukça ilginç!” dedi.
Cami hamamının literatürde saray hamamı veya vakıf hamamı olarak da geçebileceğini hatırlatan Azizsoy, “Fakat ben, cami hamamı olarak isimlendirilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Caminin kitabesinden anlaşıldığı üzere, 1366 yılında inşa edildiği net, hamamın ise 14. yüzyılda cami ile eşdeğer olması muhtemel. Diğer yapılara baktığımızda, buranın beylik dönemine ait bir hanedan mensubiyeti kazanmış olduğunu da söyleyebiliriz. Gelecek aşamalarda yapılacak araştırmalar, bunu daha somut hale getirecektir!” şeklinde konuştu.
Kastamonu’nun tarihi, Hüsamettin Çoban ile birlikte bu toprakların ikta olarak verilmesiyle başlar. Kasaba köyünün tarihi, Çobanoğulları dönemine kadar uzanıyor, ama net olarak Candaroğulları döneminde yerleşim olarak kullanıldığını kaynaklardan öğreniyoruz. 14. yüzyıl ile 17. yüzyıl arasında bu bölgede nüfusun 25 bin kadar olduğunu biliyoruz. Böyle bir tarihi mirası barındıran yerleşim yerinde, yapılacak kazı çalışmaları ile bu dokunun rengi kesinlikle değişecektir!” diyerek sözlerini tamamladı.