Türkiye’de yüksek kur ve vergi kıskacında kalan otomobil ve hafif ticari araç pazarı, yeni bir otomobil sahibi olmayı her geçen gün daha da zor hale getiriyor. Artan fiyatlarla birlikte vergi sistemi de işlevsiz kalırken, en ucuzun fiyatı bile tam gaz yarım milyona doğru ilerliyor.
Yeni bir otomobil sahibi olmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Türkiye’de uygulanan demode vergi sistemi de buna en büyük neşteri vuran nedenlerden biri.
Artan fiyatlarla birlikte vergi sistemi de işlevsiz kalırken, en ucuzun fiyatı bile tam gaz yarım milyona doğru ilerliyor. Daha Ocak 2022 ortalarında sisteme dahil olan yüzde 60 ve 70’lik vergi oranları da erimeye başlarken, mayıs ayıyla birlikte yüzde 50 vergi oranı da yok oldu.
Türkiye’de yüksek kur ve vergi kıskacında kalan otomobil ve hafif ticari araç pazarı, yeni bir otomobil sahibi olmayı her geçen gün daha da zor hale getiriyor. Son dönemde yaşanan savaş durumu ve artan maliyetler otomobillere kurun dışında yeni zamları da beraberinde getirirken, Türkiye’ye giriş yapıldığı anda fatura iyice kabarıyor. TL değer kaybettikçe otomobillerin değeri artıyor ama alım gücü artık yok oluyor.
Karar’dan Ali Yıldırım’ın haberine göre vergi dilimlerinin artması da otomobili artık ulaşılmaz bir hale getiriyor. Bugün satılan otomobillerin neredeyse yüzde 75’i yüzde 80 ÖTV diliminde yer alıyor.
Ocak 2022 ortalarında sektörde büyük sorunlar yaratan yüzde 50 ve yüzde 80 ÖTV dilimi arasına, yüzde 60 ve yüzde 70 ara baremler eklenmişti. Fakat aynı Ağustos 2021’de yapılan matrah artışı gibi bunun da ömrü çok sürmedi.
Fiyatlar yükselmeye başladıkça otomotivde vergi sistemi işlevini kaybetti. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, mayıs ayı verileriyle birlikte Tedarik sorunlarının devam ettiği dönemde satışlar mayıs ayında yüzde 19,1 arttı. Otomobil pazarı yüzde 20 yükselirken, hafif ticari araç tarafında da yüzde 15,7’lik artış görüldü.
Böylece mayıs ayında toplam 65 bin 167 araç satıldı. Fakat aynı dönemde artık yüzde 50’lik ÖTV diliminde satılan araç da kalmadı. En ucuz otomobilin fiyatı Haziran 2022 itibarıyla 315 bin liraya çıktı. Eğer sistem böyle gitmeye devam ederse daha yıl sonuna kadar en ucuz otomobilin fiyatı 500 bin liraya çıkacak. Bu sistemde yeni bir otomobil almak artık orta sınıf için bile mümkün olmayacak.
Yüzde 60’lık ÖTV diliminde yer alan otomobillerin oranı sadece yüzde 6 olurken, yüzde 70’lik dilimde de yüzde 15 seviyesi görüldü. Mayıs ayında toplamda 51 bin 750 adet otomobil satışı gerçekleşti. Bunun 8 bin 812 adedi yüzde 80 ÖTV dilimindeki modellerden oldu. 7 bin 500 adedi de bir alt dilim olan yüzde 70’de görüldü. 3 bin 100 adette yüzde 60 seviyesindeki vergi dilimine sahip olan modellerin satışı yapıldı.
KAPIDA BİLE DURSA AYLIK MASRAFI 2 BİN LİRA
Otomobil satın alırken ekonomik düzeyden bağımsız olarak her tüketicinin yürütme maliyetlerini de göz önünde bulundurmak zorunda kaldığını söyleyen Otomerkezi.net CEO’su Muhammed Ali Karakaş, “Enflasyon ve yüksek kur, yüksek faiz üçgeni otomobil satın almayı zorlaştırdığı gibi, yürütmeyi de bir o kadar zor hale getiriyor. Yaptığımız araştırmalarda da ziyaretçilerimizin yüzde 40’ının yürütme maliyetleri gözünü korkuttuğu için otomobil sahibi olmaktan vazgeçtiğini tespit ettik. Dövize endeksli yedek parça fiyatlarındaki artış hasar onarımları ve periyodik, hafif, ağır bakımlarda ciddi oranlara ulaştı. Otomobili yürütme maliyetlerinin tamamı 1 sene içinde yüzde 100 oranında arttı. Akaryakıt fiyatlarının geldiği nokta ise ayrıca başlı başına bir unsur. Birkaç sene önce 400-500 TL’ye bakım yaptırabildiğiniz otomobile 2 bin TL’den aşağı bakım yaptırmak mümkün değil, yine bir takım 4 lastik almak isterseniz ortalama bir otomobil için 5-6 bin TL’yi gözden çıkarmak durumundasınız. Hepsini topladığınızda sürücüler otomobili hiç kullanmasa dahi, durduğu yerde ayda ortalama 2 bin TL harcama yapmak zorunda” şeklinde konuştu.
BAKIM MALİYETİ BİR YILDA YÜZDE 100 ARTTI
Yüksek enflasyonun servis sahipleri ve yatırımcılar için en büyük handikap olduğunu söyleyen Aşin Otomobil Genel Müdürü Okan Erdem “İçinde bulunduğumuz şartlarda yeni bir yatırım yaparak sektöre katma değer sağlayacak adımlar atmak istiyoruz ama birkaç sefer düşünüyoruz. Zira sektör temsilcileri olarak değil 1 ay sonrasını, 1 hafta sonrasın bile artık öngörmek zor. Bakım maliyetlerinde son 1 yılda ortalama yüzde 100’e yakın artış yaşanmasının birinci sebebi 1 yılda yedek parça fiyatlarında yüzde 91 artışla karşı karşıya kalmamız; sahada ise belirli yedek parçalarda yüzde 200’e varan artışlar görüyoruz” dedi.
3 ASGARİ ÜCRET KREDİYE ANCA YETİYOR
Bugün 500 bin liralık bir otomobil almayı planlayan bir tüketici, 250 bin lira nakit verdiğinde bile ödeme planında zor duruma düşebiliyor. 250 bin liralık kredinin 36 ayda toplam maliyeti 350 bin lira ediyor. Yani 500 bin liraya alınan araç tüketiciye 600 bin lira oluyor. Aynı zamanda aylık taksitler de minimum 10 bin lira seviyelerinde. Yani 3 asgari ücretli bir çalışanın bile bu şartlarda yeni bir otomobile sahip olması hayalden öte bir şey değil.