Yeni Dinozor Türü Keşfi: Ahvaytum bahndooiveche
Yeni keşfedilen dinozor türü, fosillerin bulunduğu Popo Agie Formasyonu bölgesinde yaşayan Doğu Shoshone Kabilesi’nin dilinde “uzun zaman önceki dinozor” anlamına gelmektedir. Bu olağanüstü fosiller, ilk olarak 2012 yılında keşfedilmiş olup, yapılan detaylı analizler bu türün Trias Dönemi’ne (251.9 milyon – 201.3 milyon yıl önce) ait olduğunu ortaya koymuştur.
Tavuk Boyutunda Bir Dinozor
Ahvaytum bahndooiveche, yalnızca 30 cm boyunda ve baştan kuyruğa yaklaşık 90 cm uzunluğundadır. Araştırma ekibinin lideri olan Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden paleontolog David Lovelace, “Bu dinozor temelde bir tavuğun boyutundaydı ama son derece uzun bir kuyruğa sahipti,” diyerek bu dinozorun fiziksel özelliklerine dikkat çekmektedir. Bilim insanları, fosillerin incelenmesi sonucunda, bu küçük dinozorun sauropodların — devasa uzun boyunlu dinozor grubu, örneğin brachiosaurus ve diplodocus — çok uzak bir atası olabileceğini düşünmektedir. Bu dev yaratıkların yaklaşık 50 milyon yıl sonra ortaya çıktığı öngörülmektedir.
Dinozor Tarihi Yeniden Yazılıyor
Ahvaytum bahndooiveche’nin keşfi, dinozorların dünya üzerindeki yayılımına dair uzun yıllardır kabul görmüş teorilere önemli bir meydan okuma sunmaktadır. Önceden, dinozorların Pangea süper kıtasının güney yarısı olan Gondwana’da ortaya çıkıp kuzeye yayılmalarının 10 milyon yıl sürdüğü düşünülmekteydi. Ancak bu yeni bulgu, Kuzey Yarımküre’deki dinozorların çok daha erken bir dönemde varlık gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Araştırmacılar, dinozorların Laurasia’ya (Pangea’nın kuzey yarısı) bu kadar erken nasıl ulaştığına dair kesin bir bilgiye sahip değillerdir. Ancak bu dönemde meydana gelen ve 234-232 milyon yıl önce gerçekleşen “Carnian Pluvial Dönemi” olarak adlandırılan nemli iklim koşullarının, dinozorların ekvator çevresindeki çölleri geçmesini kolaylaştırmış olabileceği düşünülmektedir. Bu teori, daha fazla kanıt elde edilene kadar kesinlik kazanmış değildir.
Ahvaytum bahndooiveche’nin bulunduğu alanda aynı zamanda potansiyel olarak daha eski dinozor ayak izleri de keşfedilmiştir. Ancak bu izlerin doğrulanması için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Lovelace, “Bu bulgular, dinozorların Kuzey Yarımküre’de çok daha erken bir zamanda var olduklarını gösteriyor ve önceki fikirlerimizi yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor,” diyerek bu keşfin önemine vurgu yapmaktadır.