Zühre KURT
Binlerce yıllık geçmişi, doğal olağanüstüleri ve esaslı gelenekleriyle Karaman, her ziyaretçisine unutulmaz bir tecrübe sunuyor. Karaman, M.Ö. 7000’lere uzanan geçmişiyle birçok medeniyete konut sa hipliği yapmış. Hititler ’den Frigler’e, Romalılardan Bi zans’a, Selçuklulardan Osmanlı’ya kadar pek çok uygarlığın izlerini taşıyan bu topraklar, birebir vakitte Karamanoğulları Beyliği’nin başşehri olarak değerli bir rol üstlenmiş. Ayrıyeten, Karaman, 1277 yılında Karamanoğlu Mehmet Bey’in “Türkçeyi devlet lisanı ilan ettiği” kent olarak, Türk lisanı ve kültürü açısından da büyük bir değere sahip. Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin bir periyot yaşadığı Karaman, tüm insanlığa “Gelin Tanış Olalım” dizeleriyle sevgi ve barışın elçisi Hz. Yunus Emre’nin memleketi birebir vakitte. “Bugünden sonra divanda, dergâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden öteki lisan kullanılmaya” diyen Karamanoğlu Mehmet Bey ve Dünya haritasını birinci sefer çizen Türk Denizcisi Piri Reis de Karamanlı.
Bisküvi üretiminin % 35’i Karaman’da
Karaman’ın tarihi ipek yollarının üzerinde bulunması ve mevcut ekonomik potansiyeli ticari hayatının sürekli canlı kalmasına neden olmuş. Karaman, tarıma elverişli yerleri ile varlıklı ziraî ve hayvansal üretime dayalı besin imalat endüstrinin merkezi durumunda. Karaman’da çok sayıda işgücü istihdam eden çağdaş sanayi tesisleri bulunmaktadır. Karaman bisküvi ve çikolata endüstrinde, ülke üretiminde kıymetli bir yer kaplamaktadır. Türkiye bisküvi üretiminin yaklaşık % 35’i Karaman’da gerçekleştirilmektedir.
İnanç turizmi ile yıldızı parlayan: Karadağ
Şehrin 25 km kuzeyinde yer alan, tabiat ve inanç turizmi potansiyeli ile yıldızı parlayan Karadağ, turistle ri tarihin derinliklerine gö türüyor. Aziz Paul yolunun güzergâhlarından birini oluşturan sönmüş volkanik dağ birçok antik kalıntıya mesken sahipliği yapıyor. Bu kalıntılar, yöre halkı ortasında Binbir Kilise olarak bilinen, Madenşehir Öreni, Üst Ören ve Değle Öreni ismiyle bilinen yerlerde yoğunluk gösteriyor.
Ziyaret Edilmesi Gereken Tarihi Noktalar
Mader-i Mevlâna Camii (Ak Tekke): Mevlâna Celaleddin Rumi’nin annesi ve ailesinin türbesini barındıran bu yapı, manevi atmosferiyle büyüleyicidir.
Binbir Kilise: Erken Hristiyanlık devrine ilişkin bu yapı, Bizans mimarisinin Anadolu’daki en değerli örneklerinden biri.
Hatuniye Medresesi: İnce taş işçiliğiyle süslenmiş olan bu Selçuklu periyodu yapısı, bir vakitler ilim merkezi olarak kullanılmıştır.
Manazan Mağaraları: Beş katlı oyulmuş kaya yapılarıyla mistik bir atmosfer sunan antik yerleşim alanı.
Macera turizmi ön planda
Yerköprü Şelalesi: Kristal berraklığında turkuaz sulara sahip bu şelale, tabiat fotoğrafçılığı için kusursuz bir nokta.
Maraspoli Mağarası: Yeraltı ırmaklarının gizemini keşfetmek isteyenler için büyüleyici bir tabiat olağanüstüsü.
Taşkale Tahıl Ambarları: Kaya içine oyulmuş tahıl depoları, insan emeğinin tabiat ile ahengini gözler önüne seriyor.
Gödet Kanyonu, Nadire Kanyonu ve Yeni Dünya Mağarası üzere birçok keşfedilmemiş tabiat noktası da macera severleri bekliyor.
