Artan Hayat Pahalılığı ve Aile Yapısı Üzerindeki Etkileri
Belce ÖRÜ, Türkiye’de artan hayat pahalılığı, gençlerin geleceğe dair umutlarının giderek azalmasına neden oldu. 2001 yılında 2.38 olan doğurganlık hızı, günümüzde 1.51’e düştü. Bu durum, çocuk ve genç nüfusun azalmasına, yaşlı nüfusun ise tarihi bir dönüm noktası olarak yüzde 10’un üzerine çıkmasına yol açtı. Bu çerçevede, “Aile Yılı” olarak ilan edilen 2025’in ilk müjdesini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan verdi.
Kredi Desteği ve Şartları
Erdoğan, “Evliliğe ilk adım atan gençlere, 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz 150 bin lira faizsiz kredi desteğimizi 81 ilde genişletiyoruz” şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak bu destekle birlikte gençlere bazı tavsiyelerde de bulundu. Şatafatlı harcamalardan uzak durmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, boşanmaların bir nedeninin ekonomik koşullar ve borçlar olduğunu belirtti. Ayrıca, artan hayat pahalılığına rağmen en az 3 çocuk sahibi olunması gerektiğini yineledi.
Ancak çiftler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın web sitesini incelediklerinde, başvuru şartlarının onları ne denli zorlayıcı olduğunu fark ettiler. Eğer şartları karşılasalar bile, evliliklerinin ilerleyen yıllarında borçsuz bir yaşam sürdürmeleri oldukça güç. Başvuru şartları arasında, çiftlerin depremden etkilenen 11 il dışında taşınmaz sahibi ya da hissedarı olmamaları ve son 6 aylık gelir toplamlarının 2 asgari ücretten fazla olmaması gerekiyor. Ayrıca, başvuru tarihi itibarıyla çiftlerin 18-29 yaş arasında olmaları da şart.
Ekonomik Gerçekler ve Zorluklar
Türkiye’de çalışanların yarısının asgari ücret veya benzeri bir gelirle geçindiği düşünüldüğünde, kredi başvuruları için uzun kuyrukların oluşacağı aşikâr. Şatafattan uzak, ortalama bir düğün ve ev kurma masrafı günümüzde 1 milyon lirayı buluyor. Ev sahibi olamayan evli çiftlerin ödeyeceği kira, büyükşehirlerde 25-30 bin TL’den başlıyor. 150 bin TL’lik kredi ile ancak evin 1 veya 2 odası kurulabilecekken, 2 asgari ücretle toplamda 44 bin 208 TL alan çiftlerin borç batağına saplanmadan geçinebilmesi oldukça zor görünüyor. Bu nedenledir ki, Erdoğan’ın belirttiği gibi evlenme oranları düşerken, boşanma oranları artış göstermekte.
Krediye Başvuru Şartları
- Başvuru tarihi itibarıyla çiftlerin 18-29 yaş arasında olmaları (30 yaşından gün almamış olmak).
- Çiftlerin, depremden etkilenen 11 il dışında taşınmaz sahibi ya da hissedarı olmamaları gerekmektedir.
- Çiftlerin son 6 aylık gelirlerinin toplam ortalaması ve son aya ait gelir toplamının 2 asgari ücretten fazla olmaması şarttır.
Devlet Yardımları ve Kadın İstihdamı
Bu destekler yeterli mi? Çiftlerin ortak bir geleceğe adım atma hayalleri, hayat pahalılığı nedeniyle sıkıntıya girmekte. Devlet yardımları, çiftleri desteklemede yetersiz kalırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en az 3 çocuk tavsiyesi ise hayata geçirmesi zor bir hedef. Çünkü bir bebeğin sadece mama ve bez masrafı ayda 6 bin 500 TL’yi, yıllık masrafı ise 77 bin lirayı aşmakta. Bu masraflar sadece bunlarla sınırlı değil; anneye yüklenen sorumluluk, çocuk bakımıyla ilgilenen kadınların çalışma hayatından çekilmesine neden olmakta. Bu durum, hem istihdam alanında cinsiyet ayrımcılığını artırmakta hem de aile gelirini azaltmaktadır. Eğer anne çalışma hayatına devam ederse, bu sefer bakıcı masraflarını karşılamakta zorlanmaktadır.
Anne ve Çocuk Destekleri
Yardım Yetersiz Büyükşehirlerde bakıcı ücretleri, sigorta prim ödemesi haricinde asgari ücretin en az 2 katına çıkmıştır. Doğum yardımı ise birinci çocuk için bir defaya mahsus 5.000 TL, ikinci çocuk için aylık 1.500 TL, üçüncü ve sonraki çocuklar için ise 5.000 TL olarak belirlenmiştir. Destek miktarları artırılsa da, bu hayat pahalılığında 3 çocuk sahibi olmak yerine tek çocuk dünyaya getirmek ve en temel ihtiyaçlarını karşılamak bile oldukça zor bir hale gelmiştir.
Kadın İstihdamı Üzerine Öneriler
Sectoral Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, kadın istihdamının korunması ve annelerin iş hayatında eşit fırsatlara sahip olmaları için şu tavsiyede bulunuyor: “Kadının doğum izninden sonra aynı veya eşdeğer pozisyona dönme hakkı yasalarla güvence altına alınmalıdır.”