Recep ERÇİN
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, programın kararlılıkla uygulanacağını vurguladı. Şimşek, “Sizin de yapmanız gereken, bu durumu dikkate almanız. 2024’te özel sektörün bizim söylediklerimizi yeterince dikkate aldığını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı. Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından geleneksel olarak düzenlenen IICEC Konferansı’nda konuşan Bakan Şimşek, “Kısa vadede sanayicimiz bazı serzenişlerde bulunabilir; bu serzenişlerin bir kısmı dış kaynaklı, bir kısmı iş modeli kaynaklı, bir kısmı ise programın istenmeyen etkilerindendir. Ancak programın amacı, sanayicimizi ve girişimcilerimizi daha verimli hale getirmektir. Bizim sizi zorlamamız gerekiyor. Daha inovatif ve verimli olmanız gerektiğini söylediğimizde, bunu hemen yapmıyorsunuz. Bu durumu program üzerinden sağlamamız lazım. Çin’in ihracatının rota değiştirmesi, bizim sanayicimizin tedbir alması gereken bir konu. Hiçbir ülke mevcut kapasitesini kolayca yok etmez. Eğer bu kapasite varsa ve önemli bir pazarı kaybederseniz, diğer pazarlara yönelirsiniz. Sanayi ve Ticaret Başkanlarımızla en çok konuştuğumuz konu da budur. Sanayicimizin bu konuya dikkat etmesi gerekiyor” şeklinde uyarılarda bulundu.
“Para ve maliye politikasının sınırları var”
“Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu var” diyen Bakan Şimşek, “Bununla başa çıkabilmek için para politikası, maliye politikası, yapısal politikalar, gelirler politikası ve yönetilen yönlendirilen fiyatlar noktasındaki politikaların hepsi 2025 yılında dezenflasyonu destekleyici olacaktır. 2024 yılında enflasyonun yüksek olacağını söyleyebilirsiniz, bu doğru ama yılın başında enflasyon yüzde 65’ti. Eğer yılı yüzde 44-45 ile kapatırsak, bu yaklaşık 20 puanlık bir düşüş olacak ve bu kötü bir düşüş değil” mesajını verdi. Şimşek, “Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirirsek, sermaye piyasaları derinleşecektir. Bankalara olan kısa vadeli bağımlılığı sona erdirecek, uzun vadeli sermaye kaynaklarına erişimle girişimcilik ruhunu gerçek anlamda ortaya koyabileceğimiz bir ortam sağlayacağız. Size sunacağımız en iyi şey finansal istikrar. Sabırlı olmanız lazım. Büyüme potansiyelimiz hâlâ yüksek. Borçluluk oranımız düşük. Finansal koşullar zor ama bu geçici bir dönem. Dezenflasyon ile birlikte çok daha iyi bir ekosistem ve finansal koşullarla karşılaşacağız. Yapısal dönüşüm, olmazsa olmazdır. Para politikasının ve maliye politikasının sınırları vardır. Kalıcılık için yapısal dönüşüm elzemdir” diye konuştu.
“Yaşlanmadan zengin olabiliriz”
Türkiye’nin orta yüksek gelir grubunda olduğunu ve birkaç yıl içinde zenginler kulübüne girebileceğini ifade eden Bakan Şimşek, borçluluk açısından Türkiye’nin benzer ülkelere göre bilançosunun sağlam olduğunu vurguladı. Bakan Şimşek, dünyada yaşlanan nüfusa dikkat çekerek, “Bizde de doğurganlık oranı çok düştü ama hâlâ 18 yıllık bir fırsat penceresi var. Reformlarla bu süreyi 30 yıla çıkarabiliriz. Yaşlanmadan zenginleşme fırsatını yakalayabiliriz. Bizim için en büyük potansiyel kadınlarımızdır. Eğer OECD ortalaması olan kadınların iş gücüne katılımında yüzde 60’ları yakalayabilirsek, milli gelir yüzde 20 artar” öngörüsünde bulundu.
“CDS’teki düşüşle 7 milyar dolar fayda”
“5 yıllık CDS’lerdeki düşüş, mevcut haliyle devam ederse ki bence daha iyi olacak, yıllık 7 milyar dolar dış borç faizinden tasarruf sağlayacağız” bilgisini veren Bakan Şimşek, ayrıca şunları aktardı: “Enerji verimliliği alanında yatırımlar artacak. Elektrifikasyonlu demir yollarına ağırlık vereceğiz. Altyapıda birinci sıradaki önceliğimiz bu. Elektrikli araçları destekliyoruz. Düşük vergilendiriyoruz. Yerli üretim de var. Dışarıdan gelecek yatırımlarla daha da büyüyeceğiz. Küresel yeşil kompleksiteye Türkiye en çok katkı sağlayan ülkeler arasında. Rezerv bir endişe konusu olmaktan çıktı. Net rezerv 50 milyar dolara geldi. 2011’de 70 milyar dolarla zirvede idi. Ama doğru politikaları devam ettirirsek bu rezervler kalır ve artar. Ne örtük ne de açık bir kur hedefimiz yok. Çok ciddi fon akışı oldu. 110 milyar dolar döviz almak zorunda kaldık ve bu fon akışını yönetmek beceri gerektiriyor, Merkez Bankamız bunu iyi yönetti. Önümüzdeki dönem bu kadar olmayacak.”
“Enerji fiyatları böyle giderse cari fazla veririz”
Uluslararası Enerji Ajansı (İEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, IICEC’te yaptığı sunumda, “Aylardır Ortadoğu’da büyük siyasi gerginlikler var ama petrol fiyatları 70 dolarlarda. Geçmişte bu tür olaylar olduğunda 3 haneli fiyatlar görürdük” dedi. Çin’in talebinin yavaşlaması ve Amerika kıtasında petrol arzının artması sayesinde fiyatların bu seviyelerde kaldığını ve çok büyük bir jeopolitik gelişme olmazsa kalmaya devam etmesini beklediklerini ifade etti. Birol, doğalgazda da ABD ve Katar’ın LNG arzının artacağını, bunun sonucunda fiyatların aşağı yönlü baskı yiyeceğini öngördü. Birol’un sunumu sonrası Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, cari dengeye dikkat çektiği bölümde enerji fiyatlarına atıfta bulunarak, “Fatih beyi (Fatih Birol) dinledikten sonra petrol fiyatı düşük kalacaksa ve doğalgazda alıcı fiyatı belirleyecekse, cari açıktaki iyileşme geçici değildir. Orta vadede, yapılan dönüşümle cari fazlaya geçebiliriz” mesajını verdi.
Türkiye’nin şansı var
Temiz enerji dönüşümüne çevre politikalarının etkisinin az olduğunu, esas itibarıyla enerji arz güvenliği ve sanayi politikalarının dönüşümde etkili olduğunu vurgulayan Birol, şunları söyledi: “Çevre ve iklim riski azalsa da bu tamamen bitmez. ABD, enflasyonu azaltmak için temiz enerjiye destek veren ciddi politikalar geliştirdi ve atağa geçti. Avrupa ile Türkiye arasında birçok konuda iktisadi ve ticari fırsatların olduğunu düşünüyorum. 26 Şubat’ta ABD’deki enflasyonu azaltma kanununun benzeri AB’de açıklanacak. AB’nin yarının ekonomisi ve teknolojisindeki rolünü belirleyecek. Sadece Avrupa’nın kendi içinde değil, partnerleri ile birlikte nasıl bir imalat yapısı kuracağı da belli olacak. Birçok tamamlayıcı unsurlar var. Türkiye’nin de böyle bir şansı var.”
Güler Sabancı: Enerji değer zincirleri kritik unsur olacak
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Güler Sabancı, “Enerji değer zincirleri geleceğin ekonomilerinin en kritik unsuru olacak” dedi. Güler Sabancı, “Sürdürülebilir bir geleceğe yönelik tüm çabalarımızın odağında insan bulunuyor” mesajını verdi. Çağın gereklerine uygun bilimsel donatılmış insan kaynağına dikkat çeken Sabancı, IICEC ile enerji ve iklim alanlarında bütüncül bir vizyonu hayata geçirmeye çalıştıklarını vurguladı.