TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu Toplantısı
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, Genel Başkan Ergün Atalay’ın liderliğinde Nallıhan Çayırhan’da bir konukevinde toplandı. Bu önemli toplantıya konfederasyona bağlı sendika başkanları da katıldı. Gündemde, çalışma hayatındaki güncel meseleler ve Çayırhan’daki kömür sahaları ile termik santralinin özelleştirilmesi gibi kritik konular yer aldı.
“Bazı insanların gözünü kâr hırsı bürümüş”
Kurulun açılış konuşmasını yapan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Bolu Kartalkaya’daki Grand Otel’de çıkan yangında hayatını kaybedenler için derin bir üzüntüyle başsağlığı diledi. Atalay, iş kazalarının ve cinayetlerinin her geçen gün artarak devam ettiğini vurguladı ve “Ne kadar yasa ve kanun çıkarırsanız çıkarın, bazı insanların gözünü kâr hırsı bürümüş. Daha fazla nasıl para kazanırım, daha ucuz iş gücü nasıl bulurum derdindeler.” şeklinde konuştu.
Özelleştirme konusuna karşı çıkan Atalay, “20 Kasım’da arkadaşlarımız burada eyleme başladılar. Eylemin başından sonuna kadar birlikte hareket ettik. Bugün de burada ne yapabiliriz, neler yapmamız gerekiyor diye bir araya geldik.” ifadelerini kullandı.
“Özelleştirmeler bugüne kadar ülkeye hayır getirmedi”
Atalay, özelleştirmenin maden ve enerji sahalarını, spor tesislerini, sağlık ocaklarını, hastaneleri, okulları kapsadığını belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Özelleştirmeler, bugüne kadar ülkemize asla hayır getirmedi. Özelleşen yerlerin durumu ortada; dörtte üçü kapanmış durumda. Eğer biz özelleştirilsin desek, bunu bile yapmazlar. Elimizdeki kamu fabrikaları kalmasaydı, şu anda şekeri 20 misli daha pahalı alacaktık.”
“Sürdürülebilir bir iş değil”
Kurulda işçilerin beklentileri üzerine de durulacağını aktaran Atalay, “Kamu işçilerinin, taşeronların beklentileri var. Emeklilerin durumu ortada. Asgari ücreti birlikte yaşadık. Olanlar malum. Vergi ile ilgili olumlu bir düzenleme yapılmadı. 7 aydır Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde 17 miting, eylem, seminer ve bölge toplantıları yaptık ama bugüne kadar bu konularla ilgili olumlu bir yanıt almadık. Bu sürdürülebilir bir durum değil.” dedi. Atalay, kamu işçilerinin durumunun asgari ücret seviyesine geldiğine ve işçilerle emeklilerin seslerinin duyulmadığına dikkat çekti.
“Özelleştirmenin haklı bir nedeni yok”
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, maden sahalarının özelleştirilmesine karşı çıkarak, aylar önce bu konuyla ilgili bir yürüyüş başlattıklarını ifade etti. Akçul, “Yetkili herkesin kapısını çaldık. 20 Kasım’da işçiler kendilerini madene kapattı. Özelleştirmenin ve satışın haklı bir nedeni yok. Bu maden sahası, işçilerin değil, bölgedeki herkesin can damarıdır. İşletmenin kamuya bir yükü yok; kar eden bir işletme. Kamu yararını hiçe sayan özelleştirme, ertelenmemeli; tamamen iptal edilmelidir.” şeklinde konuştu.
Toplantı, konuşmaların ardından basına kapalı olarak devam etti. Geleceğe dair umut dolu düşünceler ve güçlü bir birliktelik mesajı ile sona erdi.