1. Haberler
  2. Şirketler
  3. Etki Odaklı Düşünme ve Sürdürülebilirlik: İş Dünyasında Toplumsal Yatırımın Önemi

Etki Odaklı Düşünme ve Sürdürülebilirlik: İş Dünyasında Toplumsal Yatırımın Önemi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hayriye MENGÜÇ

İş dünyasında etki odaklı düşünme anlayışı, toplumsal dönüşüm ve sürdürülebilirliğin bir gereği olarak her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Mikado Danışmanlık Kurucu Direktörü Serra Titiz, 2025 yılında etki odaklı şirketlerin ön plana çıkacağına dikkat çekerek şunları ifade etti: “Toplumsal yatırım programlarının gerçek bir ihtiyaca cevap vermesi, şirketin uzmanlık alanıyla ilişkili olması, kamu ve sivil toplum iş birliğini içermesi, çalışan gönüllülüğünü dahil etmesi, ölçülebilir olması, sürdürülebilirliklerini ve kalkınma etkilerini artıracaktır.” Sürdürülebilirlik, toplumsal yatırım, sosyal girişimcilik ve sosyal etki alanlarında projeler geliştiren Serra Titiz’in sorularımıza verdiği yanıtlar ise oldukça çarpıcı.

Sorumlu özel sektör, topluma karşı nasıl davranış sergilemeli?

Şirketler, topluma karşı öncelikle dürüst, şeffaf ve hesap verebilir olmakla yükümlüdür. Etik iş yapma anlayışını benimsemek ve yolsuzluk ile rüşvet engelleyici prosedürleri sürekli olarak devrede tutmak zorundalar. Ayrıca, çalışanlarının haklarını koruma, sağlıklı çalışma koşulları sağlama, adil ücret sunma ve gelişimlerine katkıda bulunma sorumluluğu, iş yaptıkları yerel toplumun ihtiyaçlarını gözeterek onların ekonomik ve sosyal gelişimine destek olmayı da kapsar. Şirketler, iş yaptıkları toplumun yaşamına saygı göstererek çevresel zararlarını minimize etmeli ve döngüsel ekonomiye katkıda bulunmalıdır. Müşterilerinin geri bildirimleri doğrultusunda en kaliteli ürün ve hizmetleri sunarak sürekli iyileştirme çabasında olmalı ve doğru tedarikçilerle çalışarak hem kendi hem de onların gelişimlerini desteklemelidir.

Etki odaklı düşünmek niçin önemli?

Şirketlerin bir toplumun kalkınmasına olan etkileri büyüktür. Ekosistemi harekete geçirme güçlerinden yola çıkarak, operasyonlarını topluma karşı olası olumlu ve olumsuz etkilerini düşünerek yönetmelidirler. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına olan etkilerini iş planlarına, stratejilerine ve uzun vadeli hedeflerine entegre etmelidirler. Her alınan kararın paydaşlar üzerindeki etkisini ve yaratabileceği riski hesaplamaları gerekmektedir.

Etki odaklı girişimciliğin çoğalması için nasıl bir yol izlenmeli?

Etki odaklı girişimcilik, geleceğin iş modeli olarak karşımıza çıkacak. Dünya sorunlarına çözüm üretmek, girişimciliğin temel motivasyon kaynağı haline gelecek. Bu nedenle, eğitim müfredatlarına erken yaş itibarıyla aktif vatandaşlık ve toplumsal duyarlılık içerikleri tüm disiplinlerde yerleştirilmelidir. Başarı hikayeleri ve iyi örnekler kamuoyuyla paylaşılmalı, kamu destekleri mobilize edilmeli ve bu tür girişimler için bürokratik engeller kaldırılmalıdır. Etki girişimciliğinin yaygınlaşması, eş zamanlı destek mekanizmalarının aktive edilmesiyle mümkün olacaktır.

Küresel etki ekonomisi 2.3 trilyon doları geçti. Türkiye’deki rakam hakkında tahmininiz var mı?

Henüz kesin bir rakam vermek mümkün değil, ancak ilgi ve bilgi artış gösteriyor. Etki ekonomisi, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için sosyal ve çevresel faydayı ekonomik kazançla birleştiren girişimcilik ve yatırımları kapsıyor. Türkiye’de bu alanda gerçekleştirilen çalışmalar ve yatırımlar, özellikle sosyal girişimcilik ve yeşil enerji projeleri üzerinde yoğunlaşmakta. Uluslararası finans kuruluşları ve yerel hükümetin sürdürülebilir kalkınma projelerine yönelik desteği artıyor. Yatırımcılar çeşitleniyor ve etki odaklı yatırım fonları oluşmaya başlıyor.

Pazarlama ve Ar-Ge kadar önemsenmeli

Mikado Danışmanlık Kurucu Direktörü Serra Titiz, şirketlerin toplumsal yatırım programlarında dikkat etmesi gereken unsurları şu şekilde sıraladı:

  • Toplumsal yatırım programları, alışılagelmiş KSS projelerinden farklılaşmıştır.
  • Bu programların gerçek bir ihtiyaca cevap vermesi, şirketin uzmanlık alanıyla ilişkili olması, kamu ve sivil toplum iş birliği içermesi, çalışan gönüllülüğünü dahil etmesi ve ölçülebilir olması, sürdürülebilirliklerini ve kalkınma etkilerini artıracaktır.
  • Bu özellikteki programlar, uzun vadeli yatırım gerektirir ve bir taraftan topluma katkı yaparken, diğer taraftan şirkete değer katmaktadır. Bu süreç, insan kapitalini ileriye taşımanın yanı sıra yeni hedef kitlelere ulaşmasını da sağlar.
  • Gönüllülük, kurumsal girişimcilik ve inovasyon kültürünün şirkette yaygınlaşmasına da hizmet eder.
  • Bu programların pazarlama ve Ar-Ge yatırımları kadar önemsenmesi gerekmektedir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir