Julide Y. GÜRDAMAR
Türkiye’deki KOBİ’lerin en büyük sorunlarından biri, finansmana erişimdeki zorluklardır. Özsermaye yetersizliği, işletme sermayesi eksiklikleri ve kredi temininde yaşanan güçlükler, bu şirketlerin karşılaştığı en kritik engeller arasında yer alıyor. Bu sorunları aşmak ve ihracatçı firmaların finansmana erişim süreçlerinde ihtiyaç duyduğu teminatı sağlamak amacıyla 2021 yılında kurulan İhracatı Geliştirme AŞ (İGE), 2022’nin Mart ayından itibaren toplamda 94 milyar TL değerinde krediye kefalet vermiştir.
İGE, bugüne kadar 9 bin 856 ihracatçı firmanın 21 bin 745 başvurusunu değerlendirmiştir. Portföyünün %70’ini KOBİ’lerin oluşturduğu bu kuruluş, ihracatçının TL kredi kullanımına olan desteğini sürdürmüştür. İGE, artık yabancı para (YP) kredi kullanımına da kefalet vermeye başlamıştır. İGE Genel Müdürü Fatih Tuğrul Topaç, “Regülasyonlar ve faiz oranlarındaki artış, firmaların kredi taleplerini kısıtladı. Düşük maliyet nedeniyle şirketler yabancı para kredilerine yönelince, biz de bu yönde çalışmalar başlattık ve 2-3 hafta önce ilk YP kredisine destek verdik. Şu anda 1 milyar TL’ye ulaştık ve çıkardığımız paketin %10’una ulaştık” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Ayrıca, Merkez Bankası’nın yeni düzenlemesiyle, İGE kefaletiyle kullandırılan yabancı para kredileri, bankaların tabi olduğu %1 aylık büyüme sınırından muaf tutulmuştur. Merkez Bankası’nın reeskont kredilerinde ihracatçı skoru uygulaması 13 Ocak’ta yürürlüğe girdi. Bu uygulama ile birlikte net ihracatçı firmalar, belirli bir skoru yakalayamazlarsa reeskont kredisi kullanamayacaklardır. Ancak İGE kefaleti kullanılması durumunda, bu uygulamadan muaf tutulacaklardır. Fatih Tuğrul Topaç, bu muafiyetlerin İGE kefaletine olan talebi artıracağını vurgulamaktadır.
İhracatçı firmaların finansmana erişimde karşılaştıkları ‘teminat yetersizliği’ sorununu çözmek amacıyla, Ticaret Bakanlığı öncülüğünde, TİM ve Türk Eximbank’ın ortaklığıyla kurulan İGE’nin ortakları arasında 61 İhracatçı Birliği ve 20 banka bulunmaktadır.
Analitik Model ile Hızlı Kefalet
Banka tarafından kredibilitesi yeterli bulunan ve kredi başvurusu kabul edilen talepler, İGE’ye iletilmektedir. İGE’nin bankalarla dijital entegrasyonu sayesinde, saniyeler içinde bir krediye red veya kabul cevabı verilebilmektedir. Analitik model adını verdikleri sistem sayesinde, geçmiş verilere dayanan istatistiklerle, şeffaf ve tüm ihracatçılara eşit mesafede kefalet sağlanmaktadır. İGE’nin sunduğu kefalet sisteminde, bankalarla yapılan anlaşmalar çerçevesinde, kredilerin %80’ine kefalet sağlanmakta, kalan %20’lik risk ise bankaya aittir.
“Analitik modelin hayır dediğini evet’e çevirmek mümkün değil” diyen Topaç, insan müdahalesine asla izin verilmediğini belirterek, “İhracatçılar bize sıra gelmez, sesi çok çıkan çok alır gibi düşünebiliyor. Bu alan kamu kuruluşu. Herkese eşit mesafede davranıyoruz ve rasyonel bir değerlendirme yapıyoruz” ifadesini kullanmıştır.
20 Kat Çarpan Etkisi
İGE, şu anda 10 milyar liralık bir nakit kaynağına sahiptir. “Bunu kredi olarak da verebilirdik. Ancak zaten kredi veren bankalar mevcut. Biz bu sistemle 1 liralık kaynağı çarpan etkisiyle 20 liralık bir ekonomiye dönüştürüyoruz. Mevcut kefalet uygulaması, temelinde bir kaldıraç sistemine dayandığından, her 1 TL’lik sermaye/kaynak ile bankaların ihracatçılara yaklaşık 18 TL kredi kullandırmasını sağlıyor. Bankacılık sektöründeki fonları, o fonlara teminat olamadığı için ulaşılamayan KOBİ’lerle buluşturduğumuzda, 10 milyar değil, 200 milyar liralık bir kredi ekonomisi oluşturmuş oluyoruz” şeklinde açıklamalar yaptı.
Kefalet Kriterleri
İGE’nin ihracatçı bir şirkete kefalet vermesi için kriterleri, bankacılık sektörünün kredi kurallarından farklı değildir. Bir şirketin kefalet alabilmesi için, kredi ve çek ödemelerini zamanında yapması, bankalardaki kredi limitlerinin dolu olmaması, borçluluk seviyesinin makul düzeyde olması ve nakit akışının o borcu ödeyebilecek durumda olması gerekmektedir. Topaç, “Bizim model, %70 oranında davranışsal dünyayı, %20 oranında finansal dünyayı ve %10 oranında da sadece ihracatçıların potansiyelini hesaba katan bir modeldir. Rakamsal limitlerimiz paketlerimize göre değişiklik göstermektedir” dedi.
Topaç, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile kullandırılan kredilerde KOBİ için 35 milyon lira, KOBİ dışı için 70 milyon lira, İGE’nin ise firma ve risk grubuna göre KOBİ için 45 milyon lira, KOBİ dışı için 90 milyon liralık krediye kadar kefalet verdiklerini ifade etti.
160 Milyar TL’lik Kefalet Hedefi
İGE, bu yıl daha fazla ihracatçıya ulaşmayı hedefliyor. İGE Genel Müdürü Fatih Tuğrul Topaç, “2025 yılında 150-160 milyar TL’lik krediye kefalet vermeyi hedefliyoruz. Ekonominin büyümesinde kilit rol oynayan ihracat büyüdüğünde orada olmamız gerekiyor” dedi. Bugüne kadar ağırlıklı olarak işletme sermaye kredilerinin verilmesine destek olduklarını kaydeden Topaç, İGE’nin ihracat kredileri içerisindeki payının %14, kredi tazmin oranlarının ise onbinde 2 ile bankacılık sektöründen daha düşük olduğunu belirtti.
Türk Ticaret Bankası İnovatif Ürünlerle Geliyor
2023 Mayıs ayında Türk Ticaret Bankası’nın %98,5 hissesini satın alarak, bankanın ana hissedarı olan İGE, 2024 yılsonu itibarıyla bankanın %99,8 hissesine sahip olmayı planlamaktadır. Türk Ticaret Bankası, ihracata ve ihracatçılara odaklanarak İGE de Türk Ticaret Bankası tarafından kullanılmak üzere Ekim 2024 itibarıyla 8 milyar TL’lik kefalet destek paketi sunmuştur. İGE Genel Müdürü Topaç, “Misyonu ‘yenilikçi finansal çözümlerle ihracatçının ihtiyaç duyduğu tüm bankacılık ürün ve hizmetlerini en hızlı, en güvenli ve en uygun koşullarla sunmak’ olan Türk Ticaret Bankası, ihracatçılara özgü yeni ve inovatif ürünlerin hazırlıkları sürdürülmekte olup, geliştirilen ürünlerin 2025 yılında ihracatçıların kullanımına sunulması beklenmektedir” dedi.
KOBİ’lere Tavsiyeler
KOBİ’lere tavsiyelerde bulunan İGE Genel Müdürü Topaç, kredi ve çek ödemelerini zamanında yapmaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca, kredi vitrinlerini ve nakit akışlarını iyi yönetmeleri konusunda da uyarıda bulundu. Topaç, özellikle iki konuda KOBİ’leri uyardı: “Enflasyonist ortamda bankalardaki limitler hızla doluyor. İşletme sermayesi ihtiyacı enflasyonist ortamda artıyor. Ancak bankalardaki limit çalışmaları o hızla güncellenmeyebiliyor. Bu nedenle ihracatçının uyanık olması ve mutlaka bankalarla düzenli olarak limit kontrolü yapması gerekiyor. Avrupalı şirketler resesyon nedeniyle çalışma şekillerini değiştirdi. Türk şirketleriyle daha kısa vadeli çalışmaya başladılar. Bu durum, bizim şirketlerimizin nakit ihtiyacını artırdı. Avrupa’da pazar kaybetmemek için talebe cevap vermek zorundalar. Nakit sıkışıklığı şirketleri zorluyor. Bu nedenle limit konusu son derece önemlidir. Ayrıca, ihracatçılarımızın mutlaka kendi yabancı para nakit girdilerini hesaba katarak yabancı para krediyi ve İGE’den yabancı para (YP) kefaletini kullanmalarını öneriyorum. Çünkü bu, maliyet açısından daha düşük bir alternatiftir.”