Zühre KURT
Sürdürülebilir turizm anlayışının gastronomi alanındaki etkisi her geçen gün daha fazla hissediliyor. Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve tarihi dokusunu lüksle harmanlayan Museum Hotel, yeni bir gastronomi etkinliği olan ‘Şefler Müzede’ ile misafirlerini unutulmaz bir lezzet yolculuğuna davet ediyor. Kapadokya’nın kış mevsiminin büyülü atmosferi eşliğinde düzenlenen bu ilk buluşmada, yerel üreticileri destekleyen ve doğal ürünlere odaklanan ünlü Şef Yılmaz Öztürk, özgün bir tadım menüsü hazırladı.
Doğal ve Lokal Ürünler Başrolde
Kapadokya’nın tarihi dokusunu her köşesinde hissettiren Museum Hotel’de konuk şef olarak yer alan Yılmaz Öztürk, “Kılavuzumuz yine doğal ve lokal ürünlerle, yalın pişirme tekniklerini birleştirmek oldu. Kapadokya mutfağında tattığım kuru kaymağın yapılış tekniği ve lezzeti, ayrıca mağaralarda saklanan ve eskitilen zengin peynir çeşitleri oldukça etkileyici. Museum Hotel’in Relais & Châteaux’nun ‘Rising Chef 2023’ ödüllü Executive Chef’i Saygın Sesli ile birlikte oluşturduğumuz tatlar, Lil’a Restaurant’ta sunuldu. Unutulmaya yüz tutmuş Kapadokya lezzetlerini modern bir anlayışla yorumlayan Lil’a Restaurant, bu etkinlikte misafirlerini lezzet dolu bir serüvene çıkardı” şeklinde konuştu.
‘Şefler Müzede’ adlı gastronomi buluşmaları serisi ile Türkiye’nin ve dünyanın yaratıcı şeflerini bir araya getirerek Türk mutfağını zenginleştirmeyi hedeflediklerini belirten Museum Hotel Genel Müdürü Tolga Tosun ise, “Türkiye’nin Relais & Châteaux unvanlı tek oteliyiz. Yüzyıllar boyunca birçok farklı kültüre ev sahipliği yapan ve zengin bir yemek kültürüne sahip olan Kapadokya mutfağındaki bu çeşitliliği gastronomik sunumlarla sergilemeyi amaçlıyoruz. Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden biri olan World Travel Awards tarafından ‘Avrupa’nın En İyi Butik Oteli’ ödülüne layık görülen Museum Hotel, peri bacalarının arasında bulunan ekolojik bahçeleri ile de dikkat çekiyor. Bu bahçelerde doğal yöntemlerle yetiştirilen meyve ve sebzeler, otelin tüm menülerinde yer alıyor” diye ekledi.
‘Gastronomi Gibi Termal Turizmde Gelecek Vaat Ediyor’
Kapadokya bölgesinin kalkınmasına katkıda bulunmak için birçok ilki hayata geçirdiklerini vurgulayan Tosun, “Termal kaynakların keşfi gibi projelerle gelecekte de bölgeye katma değer üreteceğiz” dedi. Bugün dünyada termal turizmin 100 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğuna dikkat çeken Tosun, Türkiye’nin her bölgesinde bulunan termal suların farklı hastalıklara şifa sağladığını belirtti. Dernek olarak bu potansiyeli gün yüzüne çıkarmak için çalışmalar başlattıklarını ifade eden Tosun, özellikle deprem sonrası yaşanan şehirlerde ekonomiyi canlandırmak ve istihdam sağlamak amacıyla termal tesisler kurulabileceğini vurguladı. “Türkiye’nin en lüks termal otellerini Kapadokya’da hayata geçirmeyi planlıyoruz. Kaplıca mantığından oldukça farklı, wellness ve thermal spa odaklı özel projeler üzerinde çalışıyoruz. Uluslararası bir turizm zincirinin işletmesini üstleneceği iki otel ve içinde rezidans bulunan projemiz, Kapadokya turizmi için büyük bir katkı sağlayacaktır. Ayrıca Avanos’ta 100 odalı bir tesis ve Museum Hotel’in yakınında iki yeni otel yatırımı yapma planımız var. Toplamda 150 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştireceğiz” dedi.
“Lüks Jeotermal Otel Yapacağız”
20 yıl önce, 2004 yılında Museum Hotel’i açtıklarında ilk röportajı Dünya Gazetesi’ne verdiklerini hatırlatan Indigo Group Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Tosun, jeotermal enerji, karbondioksit üretimi, jeotermal seracılık ve lüks termal otel projelerine yoğunlaştıklarını belirtti. Jeotermal & Mineralli Su Yatırımcıları Derneği’nin başkan vekili olarak, fay hatları ile termal su kaynaklarının dağılımı arasında uyumlu bir ilişki bulunduğunu ve Türkiye’nin termal su konusunda çok zengin bir kaynağa sahip olduğunu vurguladı.