Assos Antik Kenti: Tarihin Gizemli Sayfaları
Antik Çağ’da Troas olarak bilinen bölgenin güney ucunda, volkanik bir tepenin zirvesi ve çevresindeki yamaçlar üzerinde yer alan Assos Antik Kenti, Yunanistan’ın Midilli Adası’nın karşısında, asırlardır çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir yer. Bu kadim kent, tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyarak bizlere ulaşmayı başardı.
1800’lü yıllarda ABD’li arkeologlar tarafından ilk kez kazılara ev sahipliği yapan Assos, uzun bir aradan sonra 1981 yılında yeniden gün yüzüne çıkarılmaya başlandı. O zamandan beri, Türk bilim insanları tarafından yürütülen kazı çalışmaları, tam 44 yıldır devam etmekte!
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleri ve İÇDAŞ’ın ana sponsorluğunda bu heyecan verici kazılara devam ettiklerini belirtti. 2024 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan Geleceğe Miras Projesi kapsamında Assos’ta en uzun kazı sezonunu geçirdiklerini vurgulayan Arslan, kazı çalışmalarının Aralık ayının sonuna kadar sürdüğünü ifade etti.
Prof. Dr. Arslan, kazıların Assos’un farklı noktalarında yoğun bir şekilde devam ettiğini ve bu süreçte önemli buluntulara ulaşıldığını belirtti. “Bu buluntulardan ilki Athena Tapınağı’nda ortaya çıktı. Akropolis’te bu alanın kullanımına dair yapılan araştırmalar, caminin hemen arkasında erken Osmanlı dönemine ait küçük bir hamamın keşfi ile sonuçlandı.” dedi.
Arslan, bu hamamın özelliklerine dikkat çekti: “Hamam, ‘cehennem’ dediğimiz alttan ısıtma sistemleri ve suyun kullanımı gibi teknik konuları çok iyi anlamamıza olanak tanıyor. Özellikle erken dönem Osmanlı mimarisinin güzel bir örneği olan bu hamam, iyi korunmuş yapısıyla dikkat çekiyor.”
Hamamdaki buluntular arasında özellikle bir mermer parçasının bilim dünyası açısından ayrı bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Arslan, “Bu parçada bir yazıt bulunuyor. Bu yazıt, milattan sonra 480 yılına tarihleniyor ve İmparator Zeno dönemine ait. İçerdiği bilgiler arasında vergilendirme, mali yönetim, adli uygulamalar, kentsel ve kırsal düzenlemeler, arazi mülkiyeti ve yönetimi gibi konularda pek çok detay mevcut. Yazıtın çözümleme süreci devam ediyor ve tamamlandığında bilim dünyasıyla paylaşılacak.” şeklinde konuştu.
Bununla birlikte, hamamdaki diğer buluntuların da oldukça değerli olduğunu belirten Arslan, “Bunlar arasında 1. Murat dönemine ait birkaç sikke ve seramik parçaları bulunuyor. Hamamın yapım tekniği ise tipik olarak erken Osmanlı dönemi mimarisini yansıtıyor. Bu nedenle, cami ve köprü ile birlikte 1. Murat dönemine ait olduğu düşünülüyor ve bu da hamamın 14. yüzyıla tarihlendiği anlamına geliyor.” diye ekledi.