1. Haberler
  2. Dünya
  3. Bu ülkenin ordusu yok… En son 1868’de ‘çok pahalı’ denilerek dağıtıldı

Bu ülkenin ordusu yok… En son 1868’de ‘çok pahalı’ denilerek dağıtıldı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İlk bakışta bir masal diyarına veya terk edilmiş bir film setine benzeyen, tertemiz, sessiz ve neredeyse bomboş sokaklar… Burası, İsviçre ve Avusturya arasında kalmış, 6 binden az nüfuslu, dünyanın en küçük ama en zengin ülkelerinden biri olan Lihtenştayn’ın başkenti Vaduz. Peki bu minyatür başkentte sizi ne bekliyor ve ardında nasıl ilginç bir tarih yatıyor?

Lihtenştayn Prensliği, 1719’da Kutsal Roma İmparatoru tarafından kurulduğunda, ne nüfusu ne de büyüklüğü önemliydi; tek önemli olan, Prens ailesinin adıydı. Bugün önemli bir bankacılık merkezi ve vergi cenneti olarak bilinen bu küçük ülkenin en ilginç özelliklerinden biri ise ordusunun olmaması.

En son 1868’de “çok pahalı olduğu için” dağıtılan ordusuyla ilgili anlatılan bir hikaye ise adeta bir fıkra gibi: 1866’daki Avusturya-Prusya Savaşı’na 80 askerle giden Lihtenştayn ordusu, savaşa hiç girmeden 81 askerle geri döner. Rivayete göre, yolda karşılaştıkları ve eve dönmeye karar veren bir “İtalyan arkadaş” onlara katılmıştır.

Vaduz’a vardığınızda sizi ilk karşılayan, şehrin üzerindeki bir tepeye kurulmuş olan görkemli Vaduz Kalesi’dir. 12. yüzyıldan kalma bu yapı, sadece bir tarihi eser değil, aynı zamanda Lihtenştayn Prensi II. Hans-Adam ve ailesinin de resmi konutudur. Bu nedenle kalenin içi ziyarete kapalıdır.

Şehrin “Vaduzer Städtle” olarak bilinen ana caddesi ise lüks İsviçre saatleri satan butikler, müzeler ve hediyelik eşya dükkanlarıyla doludur. Bu küçük başkentte sizi en çok şaşırtacak yerlerden biri, etkileyici bir çağdaş sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan Lihtenştayn Sanat Müzesi’dir. Ayrıca, filatelistlerin (pul koleksiyonerleri) gözdesi olan ve ülkenin ünlü pullarının tarihini anlatan Posta Müzesi de görülmeye değerdir.

Vaduz’un bu masalsı atmosferinin bir de bedeli var: Fiyatlar oldukça yüksek. Bir magnetin fiyatı 7 ila 13 Euro arasında değişirken, bir bardak sıcak şarap için 10 Euro ödemeniz gerekebilir.

Bir diğer dezavantaj ise dükkanların çalışma saatleri. Mağazaların çoğu, turistlere göre değil, yerel halka göre ayarlanmış durumda; yani saat 17:00’de kapanıyor ve öğle saatlerinde birçoğu uzun bir mola için kapılarını kapatıyor.

Ancak tüm bunlara rağmen Vaduz, Zürih’e bir buçuk, Münih’e ise yaklaşık iki saatlik mesafede olmasıyla, Avrupa’nın kalbinde birkaç saatliğine de olsa farklı bir dünyaya adım atmak isteyenler için kesinlikle görülmeye değer, büyüleyici bir durak.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir