Eski Hazine Bakanlarından Uyarılar
ABD’de daha önce hazine bakanlığı yapmış beş önemli isim, Başkan Donald Trump yönetiminin uygulamalarına dair ciddi uyarılarda bulundu. Bu isimler; Robert Rubin, Lawrence Summers, Timothy Geithner, Jacob Lew ve Janet Yellen, The New York Times için özel bir görüş yazısı kaleme aldı. Yazıda, ülkenin mali taahhütlerini yerine getirmesi konusunda önemli risklerin ortaya çıktığı vurgulandı.
Tarihsel olarak, Hazine Bakanlığı’nın ödeme sistemlerinin bağımsız ve partiler üstü memurlar tarafından yönetildiğine dikkat çekildi. Ancak son zamanlarda bu yapının zayıfladığı ve bu durumun ciddi sonuçlar doğurabileceği ifade edildi. Yazıda, Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) adı verilen yeni bir birimin devreye girmesiyle birlikte kritik pozisyonlara siyasi atamaların yapıldığına ve bu kişilerin özel sektörle olan bağlantılarının devam etmesinin etik ihlaller ve çıkar çatışması olasılıklarını artırdığına değinildi.
Hazine Bakanlığı’nın ödeme sistemlerine erişimin sağlanmasının, milyonlarca Amerikalının finansal bilgilerinin güvenliğini tehlikeye atabileceği belirtildi. Bu bağlamda, bir federal yargıcın DOGE’nin ödeme sistemine erişimini geçici olarak durdurma kararı aldığı hatırlatıldı.
Yazıda, ABD’de federal harcamaların yalnızca Kongre’nin yetkisi altında olduğu ifade edilerek, “Hiçbir hazine bakanı, görevdeki ilk haftalarında ödeme sistemimizin bütünlüğü ya da mali yükümlülüklerimizi yerine getirme taahhüdümüz konusunda ulusa ve dünyaya güvence vermek zorunda bırakılmamalıdır.” ifadesine yer verildi.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in bu karmaşık durumu yönetmek zorunda kaldığına dikkat çekildi. Bessent’in federal ödemelerin reddedilmediği veya askıya alınmadığı yönündeki taahhüdünün kritik öneme sahip olduğu vurgulandı. Yazıda, ABD’nin mali güvenilirliği ve uluslararası itibarının zedelenmesi durumunda bunun telafi edilmesinin son derece güç olacağı uyarısında bulunuldu.
Son olarak, ülkenin temel mali yükümlülüklerini yerine getirmesinin yalnızca bireyler için değil, aynı zamanda ABD’nin demokratik ilkeleri ve küresel güvenilirliği açısından da hayati önem taşıdığı ifade edildi.
